Tek güne sığan bir borsa hikâyesi:

Hikâyenin temeli son yüz yılın en ciddi sorunlarından biri ve pek çok hastalığın temelini oluşturan obeziteye karşı, ne gibi adımlar atılacağı sorusuna yanıtlar aranmasına dayanıyor…

Diyet, yürüyüş elbette iyi kötü katkı sağlıyor ama vücudun şişmanlıkla girdiği kaotik ilişki sorunu çözmekte çok aciz…

İlişki kaotik çünkü vücut kilo aldıktan sonra tempolu yürüyüş bir yana hareket etmekte bile zorlanıyor. Diyete gelince doyma sinyali alamayan beynin açlığı kabul etmesi mümkün mü?

İlaç şirketlerinin uzun yıllardır obeziteye karşı mucizevi ilaç arayışında olduğu sır değil…

O arayışlar sonunda Danimarka milli markalarından dünyaca ünlü Novo Nordisk 2012’ de başladığı laboratuvar çalışmaları sürecinde yüksek GLP-1 seviyelerinin farelerde diyabeti düzeltebileceği ve kilo verebilecekleri sonucuna ulaştı…

Geliştirilen ilaç yine Novo Nordisk’ in, geçmişte insülin için yaptığı gibi, uzun etkili GLP-1 taklit eden bir ilaçla paralellikler arz ediyordu ancak beyne gönderilen doyma sinyali sayesinde vücudun yeme hissi zayıflıyordu…

Novo Nordisk ilacın piyasaya sürülmesinin ardından özellikle de 2023’ten itibaren zayıflamaya yol açtığı haberlerinin etkisiyle işlem gördüğü New York borsasında inanılması güç bir yükseliş performansı gösterdi..

Ancak Ozempic ve daha yüksek doza sahip kardeşi olarak piyasaya sürülen, 2021 yılında da FDA'dan onay alan Wegovy iğne şeklinde kullanılabiliyordu. Bu ise hem saklama hem de ilacın alınmasında pratik açıdan sorunlar yaratıyordu…

İşte 2023’ te ABD’ li ilaç sektörünün küresel devi Eli Lilly pastanın büyüklüğünü görmüş olmalı ki, iğne yerine ağızdan alınan ve rakipleri ile aynı etkiyi gösterecek ilaç üzerinde çalışmaya başladı…

İlaç henüz FDA onayı almadığı için piyasaya sürülmüş değil.

Ancak ilaçla ilgili en küçük bir test sonucu, ortaya çıkan tek bir bilgi kırıntısı bile borsaları dalgalandırmaya yetiyor…

7 ağustos 2025 günü de Eli Lilly kaynaklı kelimenin tam anlamıyla bir deprem yaşandı şirket hisselerinin işlem gördüğü New York Borsasında…

Eli Lilly, rakibi Danimarkalı Novo Nordisk firmasının ürettiği Ozempic ve Wegovy adlı obezite ilaçlarına rakip olarak geliştirdiği Orforglipron ile ilgili klinik sonuçların yayınlanmasının hemen ardından şirketin hisseleri bir kaç dakikada tarihin en büyük düşüşünü yaşayarak tam yüzde 14 geriledi..

Peki ne olmuştu? İlaç etkisiz miydi, sınıfta mı kalmıştı, hayır..

Sadece sonuçlar borsada yaratılan mucizevi ilaç beklentilerini karşılamamıştı..

Karşılamadı çünkü; ilacın diyabetik olmayan obez veya aşırı kilolu hastalar üzerinde yapılan denemelerinde obezlerin vücut ağırlıklarının yüzde 12'sinden biraz fazlasını kaybetmelerine yardımcı olduğu görüldü.

Oysa piyasa yüzde 15 kilo kaybı bekliyordu ve rakip Ozempic' in bir ayda yüzde 20 kilo kaybı yanında bu oran yetersiz bulunmuştu..

Ve daha da önemlisi dün yaşanan panikte göz ardı edilen çok önemli bir kaç detay var..

Yukarıda da belirttiğim gibi Ozempic iğne olarak kullanılabilirken, orforglipon’un ağızdan alınması ona büyük hem pratikte hem saklama başta olmak üzere lojistik maliyetleri ve kullanım farklılığı bakımından çok büyük avantajlar sağlıyor…

Bundan da önemli hem de çok önemlisi iki şirketin ürettiği ilaçlar arasındaki uçurum:

örneğin 1 mg ozempic ülkeler arasında farklılık gösterse de ortalama 170 dolar..

Henüz resmi organlardan onay almayan deneme sürecindeki Orforglipon için tasarlanan fiyat ise 1 mg için 51 Euro (yaklaşık 60 dolar)

Ozempic' in kullanıcıya ayda 1500 dolara yaklaşan faturasına karşı Eli Lilly' in ürettiği ve ilk anda bile bin doların altında kalması beklenen orforglipon'un ciddi bir alternatif olacağına şüphe yok..

Aslında Novo Nordisk’ te ağızdan alınan zayıflama ilacı bulmak için 2017’ den beri çalışıyor..

2019 yılında semaglutidin adı verilen etken maddenin bir kısmının mideden sağlam bir şekilde geçmesini ve klinik olarak etkili olacak kadarının (yaklaşık %1) emilmesini sağlayacak şekilde yeniden formüle etmeyi başardı . Bunu Rybelsus adıyla piyasaya da sürdü.

Ancak tip 2 diyabet hastalığına yardımcı olacak kadar ilaç dolaşıma girse de, kilo kaybı için dozun 100 katının alınması gerekiyordu ve bunun ileride böbrek sorunları başta olmak üzere ne gibi komplikasyonlara yol açacağı kestirilememişti.

İşte Eli Lilly’ nin geliştirdiği Orforglipon her ne kadar beklentileri yüzde yüz karşılamasa da tüm bu olumsuzlukları büyük oranda aşmış görünüyor.

ABD merkezli Eli Lilly dünyada çocuk felci aşısını geliştiren şirket olarak tarihe geçse de son yıllarda psikiyatrik ilaç üretimiyle öne çıktı.

Eli Lilly üretim yerini sır gibi sakladığı ve 5 milyar doların üzerinde yatırım yaptığı obezite ilacı üzerinde çalıştığı haberleri üzerine son bir yılda hisseleri uçuşa geçti.

Öyle ki, 2021-2023 yılları arası hissenin değeri 200-300 dolar arası değişirken bir yıl önce 2024 Ağustos'unda hisse fiyatı bin dolara (958 dolar) dayandı.

2025' te Orforglipon hakkında ortaya atılan spekülasyonlarla şirketin hisseleri büyük oynaklık gösterdi.

Mart ayında 750 dolara gerileyen hisse 7 Ağustos günü yayınlanan ilacın test sonuçlarıyla 640 dolara geriledi.

Her şeye rağmen Eli Lilly halen dünyanın en büyük 130 şirketi arasında yer alıyor.

47 bin çalışana sahip şirketin piyasa değeri yaklaşık 700 milyar doları buluyor.

Ve 3 yılda şirket değerinin üçe katlanmasında tek başına bir zayıflama ilacı etkili oldu..

Ozempic itici gücüyle Novo Nordisk' te de benzer bir süreç yaşanmıştı..

2020-23 arası 35-50 dolar arasında değişen hisse fiyatları zayıflama ilaç haberleriyle 2024 Temmuzunda 148 doları gördü ve ardından alternatif ilaç haberleriyle 7 Ağustos 2025 günü 48 dolara geriledi..

Ancak Novo Nordisk' i başta Eli Lilly olmak üzere dünyadaki diğer ilaç üreticisi firmalardan ayıran çok önemli bir özellik var.

Aslında özellik Novo Nordisk' in de ruhuna yansıyan Danimarka usulü şirket kurma ve yönetme anlayışından kaynaklanıyor...

1923' te kurulan İlaç üreticisi Novo Nordisk, 102 yıllık varlığı boyunca Danimarka'ya özgü bir yönetişim anlayışı sayesinde benzer pek çok şirket el değiştirirken hep Danimarkalı kaldı.

Tıpkı bira üreticisi Carlsberg, gemicilik devi Maersk ve oyuncak üreticisi Lego gibi küresel oyuncular da dahil olmak üzere ülkenin en büyük 28 şirketinin neredeyse yarısıyla aynı yolda yürüyen Novo da bir vakıfın kontrolü altında yönetiliyor..

Bu durum, dünyadaki pek çok sağlık alanında faaliyet gösteren ve ilaç üreten firmalar birleşirken ya da küresel sermaye yatırım fonları tarafından satın alınırken bile şirketin Danimarkalıların elinde 'yerli ve milli' kalmasını sağladı.

Tek bir küresel marka yaratamamış yüz yılı aşkın Cumhuriyete sahip Türkiye’ nin Danimarka’ dan da alacağı dersler olması hüzünlü olduğu kadar da ilginç değil mi?