Yarım asrı aşan meslek hayatında sayısız olaya, tarihi anlara ve insan hikâyelerine tanıklık eden Garbis Özatay, 79 yaşında hayatını kaybetti. Objektifinden çıkan her kareyle zamanın ruhunu belgeleyen, yalnızca bir foto muhabiri değil aynı zamanda görsel tarih anlatıcısı olan Özatay’ın vefatı, Türkiye basını için büyük bir kayıp olarak kayıtlara geçti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin önceki yönetim kurulu üyelerinden olan Özatay, sadece fotoğraflarıyla değil, aynı zamanda mesleğe kattığı etik değerlerle ve genç gazetecilere verdiği destekle de saygıyla anılan bir isimdi.
Mesleğe adanmış bir ömür
Garbis Özatay, lise yıllarının hemen ardından fotoğrafçılığa ilgi duymaya başladı. Henüz 20 yaşındayken 1966 yılında Hürriyet Gazetesi’nin Haber Ajansı’nda stajyer olarak görev aldı. Gazeteciliğin mutfağında çalışarak haber fotoğrafçılığına dair temel prensipleri burada öğrendi.
Daha sonra, Türkiye’de fotoğrafçılığın önde gelen isimlerinden Sami Güner’in stüdyosuna girerek renkli fotoğraf sanatında kendini geliştirdi. 1969 yılında ise profesyonel kariyerinin ilk adımını atarak Türk Haberler Ajansı’nda foto muhabiri olarak göreve başladı.
Adını ödüllerle duyurdu
Kısa sürede dikkat çeken işler ortaya koyan Garbis Özatay, 1970 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği yarışmada, fotoğraf dalında “Gazetecilik Başarı Ödülü” kazandı. Bir yıl sonra da yine aynı dalda mansiyon ödülü aldı.
Kariyerinin en dikkat çekici olaylarından biri ise Ürdün’de yaşandı. Ürdün Kralı Hüseyin’in babası Kral Tallal’ın fotoğrafını çekmek için bir hastanede 10 gün boyunca bahçıvan kılığına girerek çalıştı. Elde ettiği kareler yayınlandıktan sonra Ürdün hükümeti tarafından ülkeye girişi yasaklandı.
Saygın bir gazetecilik geçmişi
Farklı dönemlerde pek çok gazete ve dergide çalışan Özatay, yalnızca fotoğrafçılığıyla değil aynı zamanda haber editörlüğüyle de sektöre katkı sundu. 1998 yılında Sedat Simavi Ödülü’nü fotoğraf dalında kazanarak, meslekteki yerini bir kez daha tescilledi.
Kariyerinin önemli bir bölümünü Milliyet Gazetesi’nde sürdüren Özatay, özellikle kriz anlarında çektiği güçlü karelerle kamuoyunun dikkatini çeken çalışmalara imza attı.
Basın camiasında derin üzüntü
Garbis Özatay’ın vefatının ardından Türkiye Gazeteciler Cemiyeti başta olmak üzere birçok kurum ve gazeteci sosyal medya üzerinden taziye mesajları yayımladı. Meslektaşları, onun yalnızca bir basın mensubu değil, aynı zamanda örnek bir karakter ve gazeteciliğe gönül vermiş bir insan olduğunu vurguladı.
Garbis Özatay neden öldü?
79 yaşında hayatını kaybeden Garbis Özatay’ın ölüm nedeni hakkında resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak sağlık sorunları yaşadığı ve son dönemde tedavi sürecinde olduğu biliniyordu.
Garbis Özatay kimdir?
1946 yılında İstanbul’da doğan Garbis Özatay, genç yaşta başladığı gazetecilik mesleğini ömrü boyunca tutkuyla sürdürdü. Hürriyet Haber Ajansı’nda stajyerlikle başladığı kariyerine Türk Haberler Ajansı’nda profesyonel foto muhabiri olarak devam etti.
Kral Tallal’ın fotoğrafını çekmek için yaptığı olağanüstü çaba, onun işine duyduğu bağlılığın en çarpıcı örneklerinden biri oldu. Gazetecilikteki başarısı Sedat Simavi Ödülü ile taçlandırılan Özatay, özellikle Milliyet’teki çalışmalarıyla hafızalarda yer edindi.
Evli ve iki çocuk babası olan Garbis Özatay, hem meslek hayatında hem özel yaşamında örnek alınan bir figür olarak anılmaya devam edecek.
