Kent ekonomileri kapsamında Mersin’i ele aldığım yazı dizisinin bu son bölümünde insan kaynaklarını, potansiyel yatırım alanları ve yenilerinin kazandırılması hususlarındaki düşüncelerimi ifade etmeye çalışacağım.
KENTİN İNSAN KAYNAKLARI VE GELİŞTİRİLMESİ:
Mersin biraz da aldığı göçün etkisiyle kimi bölgelerinde yoğunlaşan niteliksiz insan gücünü istihdam gereksinimi doğrultusunda nitelikli hale dönüştürerek, bu alanda yıllardır dezavantaj olarak öne sürülen en önemli gerekçeyi avantaja çevirebilir.
Bu alanda mevcut ve özellikle dış ticaret, lojistik, tarım alanlarında gerekli insan gücünü yetiştirme amacıyla kurulacak yeni üniversitelerin Mersin kalkınma dinamizmine ve gelişme potansiyeline uygun eğitim modelleri geliştirmesi dilekten öteye zorunluluk ve eğitim kurumları adına tarihi sorumluluktur.
Mersin bunca büyük potansiyeline ve 2023 Türkiye’si için hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracat, 1,2 trilyon dolarlık dış ticaret projeksiyonunun en önemli sıçrama alanlarından biri olma gerçeğine rağmen halen Dış Ticaret, lojistik ağırlıklı bir Ekonomi Üniversitesinden yoksundur.
Devlete ait Mersin Üniversitesi kurulduğu günden beri Mersin dinamizminden uzak, kentin beklentileri doğrultusunda somut projeleri hayata geçirme yerine, içine kapanmış durumda bilimi insanla buluşturma yerine sanal korkuları öne çıkaran eğitim vermeyi tercih etmiştir.
Bir an önce Mersin Üniversitesi duvarlarını yıkarak, kent dinamikleriyle buluşmalı ve lokomotif sektörleri dinleyen, gereksinimlerine cevap veren günümüz gerçekleriyle ve geleceğin Mersin’ini yaratma yolculuğuna eşlik hatta öncülük etmelidir. Devlete düşen en önemli rol, Mersin Üniversitesini Mersin dinamiklerinin oluşturacağı Mütevelli heyete bırakarak, tıpkı ekonomideki diğer alanlarda olduğu gibi denetleme, düzenleme göreviyle yetinmesidir.
KENTİN POTANSİYEL YATIRIM ALANLARI, YENİ YATIRIMLARIN KENTE KAZANDIRILMASI:
-Çeşitli alanlarda yerli, yabancı yatırımcılara açılacak bürokrasiden arınmış, evrensel hukuk normlarıyla küresel oyuncuları cezbedecek nitelikli bölgeler (sağlık, eğitim, ticaret, gümrüksüz veya çok düşük gümrüklü alışverişin yapıldığı, dünyanın tanınmış markalarının mağazalarını barındıran turizm v.s. bölgeler)
-Çukurova hava limanıyla ve limanla bağlantılı uluslararası fuar merkezi, küresel oyunculara açık dünya ticaret merkezi,
-Nitelikli katma değeri yüksek bilişim ve benzer alanlarda faaliyet gösterecek yazılım ve üretim serbest bölgesi (Hindistan ve ABD’ deki bilişim vahalarına benzer bölge),
-Yakın gelecekte ekonomik büyüklük sıralamasında enerji ve silahın yerini turizm alacak. Turizmde ise tarih, doğal yaşam gibi konseptler öne çıkacak. Bu alanda da Mersin turizmdeki ihmal edilmişliğini fırsata dönüştürecek potansiyele sahip az sayıda şanslı kentlerden biri.
-Güneş enerjisinde baş döndürücü gelişmeler yaşanmakta ve üretim maliyetleri hızla aşağı düşmekte. Cam konusunda ülkenin ciddi üretim vahalarından biri olmasını, doğanın sunduğu güneş avantajıyla buluşturması halinde Mersin çok farklı yatırımlara ve bunun alt sektörleri itibariyle pek çok üretim, istihdam yaratma şansına sahip.
Son söz:
Mersin; konumu, iklimi, çevresinde yer alan ve en fazla 3-4 saatlik uçak yolculuğuyla erişilecek ülkeler itibariyle hitap ettiği hinterlandın en avantajlı ve şanslı kentidir.
Kentin eksiklerini, nasıl yapılacağını bilen yerel dinamiklerinin önerileri dikkate alındığı takdirde; deniz, hava, kara, demir yolu bağlantıları güçlendirilmiş Mersin sadece Türkiye’nin değil kısa zamanda bölgenin en cazip merkezi haline getirilebilir.
Mersin’i bu konuma yükseltecek en önemli (lokomotif) yatırım, finansman bir yana, tıpkı İstanbul 3. havalimanı gibi kendi finansmanını içinde barındıran ve üstüne devlete büyük gelir sağlayacak olan konteyner terminal limanıdır.
Lojistik köy, Kazanlı-Seyhan Turizm Bölgesi, Nitelikli bölgeler, çeşitlendirilmiş ve subtropikal meyve segmentiyle geliştirilmiş tarım bölgeleri istihdamı arttıracak ve kentteki ortalama milli geliri arttıracak yatırımlardır. Tümünün hayata geçmesi iflas eden merkezi yönetim anlayışı yerine yerel dinamiklerin öncelikleri ve öncülüğünü öne çıkaracak olan Mersin’ e özgü güçlendirilmiş yerel özerklik anlayışıdır.
Mersin, hayata geçirilecek yasal düzenlemelerle Singapur, Dubai’nin bölgemizdeki en önemli serbest ticaret ve üretim dağıtım vahası haline gelebilir. Mersin, Türkiye’ ye özgü teşvik mekanizmalarından çok coğrafi, iklimsel ve stratejik konumunu öne çıkaracak ve bunu merkezi bürokrasi yerine STK’ ları ve yerel dinamikler eliyle hayata geçirecek yeni bir yönetim anlayışının hayata geçirilmesinde ülkenin en uygun kentidir.