Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre aidat; apartmanın ortak giderleri, temizlik, bakım ve yönetim harcamaları için alınan yasal bir kalem. Ancak uygulamada kiracıların ödediği bu ücretin yasal zemini sık sık tartışma konusu oluyordu. Özellikle site aidatlarının yüksek olduğu bölgelerde, kiracılar “ben bu hizmetten faydalanmıyorum” diyerek itiraz etmeye başladı.
Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülen bir davada, kiracı, sözleşmesinde aidata dair hüküm bulunmadığını belirterek, ödemediği aidat borcu için açılan icra takibini iptal ettirdi. Mahkeme, sözleşmede bu yükümlülük açıkça belirtilmediği sürece kiracının aidat ödemek zorunda olmadığına hükmetti.
Sözleşmede yazmıyorsa talep edilemez: Mahkemeden emsal karar
Yargıtay kararlarında da benzer bir içtihat gelişiyor. Hukuki yorumlara göre, aidat ödemesi kira sözleşmesiyle birlikte kiracıya açıkça yüklenmemişse, bu yükümlülük ev sahibinde kalıyor. Yani, “elektrik – su kiracıya, aidat ev sahibine” şeklinde düzenleme yapılmadıysa, kiracının sadece konutu kullanma hakkı olduğu kabul ediliyor.
Ev sahibi böyle bir durumda aidatları ödemekle yükümlü kalabilir. Bazı durumlarda, ev sahibi kendi ödemediği aidat borcunu kiracıya yansıttığında, kiracının bu borcu reddetme hakkı doğuyor. Bu da binlerce aktif kira ilişkisinde yeni uyuşmazlıkların kapısını aralayabilir.
Yüz binlerce sözleşme risk altında: e-Devlet'te yer almayan belgeler geçersiz olabilir
Özellikle 2023 öncesi yapılan eski tip el yazısı veya Word formatında kira sözleşmelerinin büyük kısmında aidat ödemesine dair madde yer almıyor. Bu da hem kiracılar hem de ev sahipleri için potansiyel dava konusu haline geliyor.
Uzmanlar, e-Devlet üzerinden yapılan e-Sözleşme sisteminde bu tür yükümlülüklerin artık standart hale geldiğini belirtiyor. Ancak hâlâ basılı olarak yapılan binlerce sözleşmede bu detay eksik. Hukuki anlamda yazılı ve karşılıklı imzalı olmayan hiçbir belge mahkemelerde geçerli kabul edilmiyor. Bu nedenle tarafların, mevcut sözleşmelerini gözden geçirmesi hayati önem taşıyor.