Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de hayvancılık sektörünün içinde bulunduğu zor duruma dikkat çekerek, artan yem fiyatlarının üreticiyi iflasın eşiğine getirdiğini ifade etti. Gürer, mevcut koşulların devam etmesi halinde Türkiye’de hayvancılığın hızla gerileyerek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı.
Türkiye’de Hayvancılıkta Gerileme ve Maliyet Artışı
Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de hayvancılığın genel olarak gerilediğini belirtti. “Ülkemizde 16 milyon 800 bin büyükbaş hayvan varlığı bulunuyor. Ancak bunların büyük çoğunluğu kültür melezi dediğimiz ırklardan oluşuyor. Yerli ırk hayvan varlığı ise sadece 1 milyon 700 bine kadar düştü” diyen Gürer, mera hayvancılığının da azaldığını, bunun yerine yıl boyunca kapalı ahırlarda sürekli yemle beslenen hayvancılığın maliyetlerini yükselttiğini söyledi. Özellikle 50 kilogramlık süt yemi fiyatının 750 TL’ye kadar çıktığını belirten Gürer, yonca, saman, arpa, küspe gibi yemlerin fiyatlarında da büyük artışlar yaşandığını dile getirdi.
Et ve Süt Kurumu Piyasa Dengesini Sağlayamadı
2010 yılına kadar Türkiye’de büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığının yeterli seviyede olduğunu hatırlatan Gürer, ancak 2010’dan sonra hayvancılık politikalarındaki yanlışlar nedeniyle hayvan ithalatının hız kazandığını kaydetti. “2010-2025 yılları arasında yaklaşık 11 milyon baş hayvan ithal edildi. Bunun karşılığında 12 milyar dolar döviz yurt dışına çıktı” diyen Gürer, ithal edilen hayvanların bakım maliyetlerinin arttığını ve hayvan refahı açısından verimliliklerinin düşük olduğunu ifade etti. Uruguay ve Brezilya gibi ülkelerden yapılan ithalatlara rağmen hayvancılıkta yaşanan sorunların çözülemediğini belirten Gürer, Et ve Süt Kurumu’nun piyasa dengesini sağlamada yetersiz kaldığını söyledi. Ayrıca, buzağı ölümlerinin dünya ortalamasının üzerinde olması ve hayvan hastalıklarının önlenememesi hayvancılık sorunlarını daha da derinleştirdi.
Yem Fiyatlarındaki Sürekli Artış Üreticiyi Zorluyor
Milletvekili Gürer, üreticinin yaşadığı en büyük sorunun sürekli artan yem fiyatları olduğunu vurguladı. “Yem, hayvancılığın en önemli maliyet kalemi. Ülkemizde yeme sürekli zam geliyor ve ithal yem üreticilerin belini büküyor” dedi. Bunun yanı sıra ahır giderleri, işçilik, mazot, elektrik, su, veteriner ve aşı masraflarının da yüksek olduğunu belirten Gürer, küçük aile işletmelerinin eğer kendi yemini üretemiyorsa hayvancılığı sürdürmesinin neredeyse imkânsız hale geldiğini söyledi. Ayrıca, ithal edilen hayvanların mera yayımına uygun olmaması nedeniyle kapalı alanlarda sürekli bakım gerektirdiğini ifade etti.
İthal Hayvanlar Sorunu Çözmüyor, Yerli Hayvan Varlığı Azalıyor
Ömer Fethi Gürer, Türkiye’nin hayvan varlığının yeterli olmadığını ve iç piyasada talep artınca ithal hayvanla denge arayışına girildiğini belirtti. İthal hayvanların deniz yolu ile getirilmesinin yaygın olduğunu ve bu durumun tarım politikalarıyla uyumsuz olduğunu kaydeden Gürer, Tarım Kanunu’na göre milli gelirin %1’i oranında destek verilmesi gerekirken, 2025 için belirlenen 615 milyar lira destekten sadece 135 milyar liranın ayrıldığını dile getirdi.
Desteklerin yetersiz olduğunu ifade eden Gürer, farklı dönemlerde sağlanan desteklerin hayvancılıkta gerekli atılımı ve uygun fiyat oluşumunu sağlayamadığını söyledi. Gelir-gider dengesinin bozulması nedeniyle özellikle küçük işletmelerde hayvancılığın sürdürülmesinin zora girdiğini belirtti. Son olarak, ithal hayvanların sorunu çözmediğini, yerli hayvan varlığının artırılması ve sürdürülebilir politikaların geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
