Kitle spontanlığına dönüşleriyle Bolşevikler, monarşinin çöküşünden sonra politikaya hakim olan ve geçici hükümeti oluşturan politik partilerden ayrıldılar. Bu partiler, diğer bir ifadeyle Kadetler, Menşevikler ve Sosyalist Devrimciler, Çarlık politikalarının solunda hatta aşırı solundaydılar: Ve hiçbirisi yasal olarak kabul edilmemişlerdir. Ancak şimdi beklenmedik bir şekilde iktidara yükselen bu partiler, Rusya’yı bir arada tutmak onu Alman işgaline karşı savunmak, ayrılıkçılıkları sınırlamak ve etraflarındaki uygarlığın çöküşünü engellemek sorumluluğunu üstlendiler. Birkaç ay önce hiç tahmin edemeyecekleri biçimde imparatorluğun mirasçısı ve burjuva toplumunun garantörleri haline geldiler demiştik. 

 Aslında monarşi çöktüğü zaman onun yerine bir rejim değil, iki rejimin geçmesi Rus toplumunun doğasında vardı. Geçici hükümet, üyelerinin çoğunu Duma’dan ve savaş dönemi gönüllü derneklerinden sağladı. Rusya’nın parlamenter bir demokrasiyle yönetilmesini istedi. Hükümet, başlangıçtan itibaren, 1905’in zorlu günlerinden beri işçilerin hayallerinin kaynağı olan Sovyetlerin ve Rusya’nın eşitlikçi topluluklarından oluşan bir federasyon olmasını destekleyenlerin gölgesinde kaldı. Monarşinin sona yaklaştığı görülür görülmez, işçiler ve askerler, fabrikalarında ve birliklerinde çok hızlı bir biçimde seçimler gittiler ve Tauride Sarayı’na delegeler gönderdiler. Bunların ne yapacakları net değildi. Hiçbirisi ülkeyi yönetmeleri gerektiğini düşünmedi. Kısa sürede her türlü kasabada ve genellikle köylerde Sovyetler oluşturulmaya başlandı.

  Yine de hükümet geçici fakat yeni bir hükümetti ve eski rejimin mirasını reddetmek gibi kendisine ait bir programa sahipti. Çarlık döneminin güvenlik polisinin, normal polis teşkilatının, toprak kaptanlarının ve Şubat’tan önce zor kullanan bütün memurların görevlerine son verdi. Aynı zamanda geçici hükümet Rus vatandaşlarının bir dizi sivil haklara sahip olacaklarını, Rus olmayan milletlerin ise kendi kendilerine yönetme kararı verebileceklerini ilan etti. Rusya, Lenin’in kabul ettiği gibi ‘‘ Dünya’nın en özgür ülkesi ’’ olacaktı. Lvov, rejiminin Sovyetlerin desteğine ihtiyacı olduğunu biliyordu ve bu yüzden ilk yaptığı şeylerden birisi, onlarla bir anlaşmaya varmak oldu. Bu anlaşmanın başlıca öğesi: savaşa yeni bir temelde hiçbir ilhak veya savaş tazminatı olmaksızın sağlanacak genel bir barış anlaşmasına kadar savunma temelinde devam etmekti.