İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin artık bir gerçek olduğu şüphesizdir ve bu, yalnızca sonraki bilimsel yayınlarla değil, hepsinden önemlisi, ülkemizde benzeri görülmemiş yoğunlukta meydana gelen aşırı hava olaylarıyla da sürekli olarak doğrulanmaktadır.

Kuraklık ve şiddetli fırtınalar bizi daha sık etkiliyor. Bu, mevcut iklim değişikliğiyle ilgili olarak, yerel yönetimlerin inisiyatifi olmadan uygulanması mümkün olmayacak olan azaltma ve uyum önlemlerinin alınması gerektiğinin açık bir işaretidir.

Belediyeler kendi bölgelerinde çevre dostu faaliyetlerde bulunma ve hava, su ve toprak kalitesini iyileştirmeyi amaçlayan çevresel yatırım ve eylemleri uygulama (ve değerlendirme) hakkına sahiptir. Bu düzenlemeler ayrıca çevre kurallarının ihlali durumunda uygulanacak cezaları da düzenlemektedir.

Temizlik ve düzenin sağlanması için kurallar çoğunlukla kâğıt üzerinde kalmaktadır.

Belediye atıklarının geri kazanımı veya bertarafı için tesis ve cihazların veya foseptiklerde toplanan kanalizasyon istasyonlarının inşasını, bakımını ve işletimini sağlamak belediyelerin önemli bir görevidir.

Belediyeler, atıkların seçici olarak toplanmasını sağlamalıdır.

Çevreye zararlı kirletici emisyonlarının azaltılması söz konusu olduğunda, belediyede hava korumasıyla ilgili olumlu önlemler içeren Düşük Emisyonlu Ekonomi Planı'nın uygulanması iyi bir uygulamadır. Bu plan, enerji verimliliğini desteklemeyi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını, tesislerin termal modernizasyonunu sağlamayı ve yukarıda belirtilen alanların yanı sıra iklim değişikliği ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimiyle ilgili eğitim faaliyetleri yürütmeyi amaçlayan faaliyetleri de içermelidir.

Belediyeler ayrıca, çevre kalitesini iyileştirmeyi ve belirli hedeflere ulaşmayı (örneğin hava kalitesini iyileştirme) amaçlayan ulusal ve AB destek programlara sıklıkla katılmalıdır.

Atık yönetimiyle ilgili eylemlere örnek olarak atık ayrıştırmanın teşvik edilmesi ve eğitim faaliyetlerinin sağlanması verilebilir. Atıkların nasıl ayrıştırılacağı konusunda bilgili olan kişiler, bu görevi yerine getirirken daha az şüphe duyacak ve bu da işlerini kolaylaştıracaktır. Ancak, bu alanda eğitim faaliyetlerine ek olarak, ayrıştırılmış atık konteynerlerine ve tehlikeli evsel atıklar ile kullanılmış elektronik cihazların toplandığı toplama noktalarına ücretsiz erişim sağlanması da gerekmektedir.

Su yönetimiyle ilgili önlemlere mükemmel bir örnek, su dengesinin iyileştirilmesi ve su tutma oranının artırılmasıdır. Tutma, yalnızca yüksek su seviyelerinde taşkınları önlemeyi değil, aynı zamanda suyu doğal ortamda tutmayı ve toplanan suyu tekrar kullanmayı (örneğin, yangın depolarında veya sulama sistemlerinde) sağlayan bir su yönetimi yöntemidir. Ağaç ve çalı dikerek (yeşil alanların genişletilmesi) ve tutulan suyu verimli bir şekilde yöneterek tutma oranını artırmak mümkündür. Herkes ayrıca evde yağmur suyu depoları kullanarak su tasarrufu yapabilir.