Kitap okumayı çok sevmeme rağmen Zülfü Livaneli'nintek bir kitabını okumadığımı fark ederek, 2011 yılında kaleme aldığı ''Serenad''ı okumaya başladım. Kitap konusu itibariyle beni farklı araştırmalara yöneltti. Bir kitabı okurken farklı kaynaklara yönelip araştırma yapmayalı uzun zaman olmuştu. İçten teşekkürlerimi gönderiyorum Zülfü Livaneli'ye. İyi oldu güzel oldu. Yerli yazarlara karşı önyargım sayesinde kırılmış oldu.
Köşe yazılarım konusunda yeni bir tarz benimsemeye karar verdim. Takip edenler değişimi fark edeceklerdir.
Birkaç gün üst üste siyasi haber izlemeye yoğunlaşınca insan memleket meseleleri konusunda normalden daha fazla hassaslaşıyor. Bazılarını gördükçe eyvah benim haklarımı bunlar mı koruyacak demekten kendimi alamıyorum.
Nicola Kidman'ın başrolünü oynadığı ''The others'' filminden sonra uzun zamandır beni kurgusuyla etkileyen bir film izledim. Adı ''Yetişkinler İçin Aşk''.Tavsiye olunur. Sadece bir film olmadığı, derin düşüncenin ürünü olduğu çok açık.
Van Gogh hayattayken tek bir resmi satılmamış diye yazmıştım bir yazımda. Yanılmışım. Tek bir resmi satılmış adı Arles'teki Kızıl Bağlar.
Oscar Wilde'ın cenazesine sadece 7 kişi katılmış ve tek bir çelenk gönderilmiş. Onuda kaldığı otelin sahibi göndermiş. Üzerinde ''Kiracıma'' yazıyormuş.
Eski bir dergide ''akide şekeri ustası aranıyor'' diye bir ilan okumuştum.
Pandemi bitti ama etkileri bitmedi. Maskesiz girdiğimiz her kalabalık mekanda ''acaba'' hissiyatı yaşamayan var mı?
Balinalar asla ters çevrilemezmiş. Yaradılıştan gelen fiziki özellikler her zaman her duruma elverişli olamıyor demek ki. Hani bazen ressam olabilecek çocukları, doktor olmaya yönlendiriyoruz ya, onun gibi bir şey.
Yeni bir yılıneskisi gibi heyecanla karşılanmadığını düşünüyorum. Sanırım hayat pahalılığının bu konudaki etkisi büyük. Satılan sentetik çam ağaçlarının fiyatlarına bakacak olursak, gerçek çam fidanlarıyla mini bir bahçe kurabiliriz.