Giderek artan enerji maliyetleriyle birlikte, evde kullandığımız beyaz eşyaların ne zaman ve nasıl çalıştırıldığı hiç olmadığı kadar önemli hale geldi. Özellikle çamaşır makineleri, evin en çok enerji tüketen cihazlarından biri. Ancak doğru zamanlama ve basit birkaç ayarla ciddi oranda tasarruf sağlamak mümkün. “Gece mi, gündüz mü?” sorusunun cevabı bu konuda belirleyici.
Elektrik dağıtım şirketlerinin uyguladığı "zaman tarifeli" sistem sayesinde, günün bazı saatlerinde enerji daha pahalı hale geliyor. Özellikle 16.00 ile 19.00 arasındaki yoğun kullanım saatleri, en yüksek tarifeye sahip. Bu saatlerde çamaşır yıkamak, aylık faturanıza %20’ye varan ek yük bindirebilir. Uzmanlar, bu aralıklardan kaçınarak sabah 07.00-10.00 ya da akşam 19.00 sonrası saatleri tercih etmenin en doğru seçenek olduğunu söylüyor.
Soğuk Su Programı ile Yüzde 50’ye Varan Enerji Tasarrufu
Çamaşır makinelerinde enerji tüketiminin büyük kısmı suyu ısıtmaktan kaynaklanıyor. Özellikle 60 derece ve üzerindeki sıcaklıklar, cihazın enerji tüketimini katlıyor. Ancak günlük kıyafetler için bu sıcaklıklara hiç gerek yok.
30 derece ya da soğuk su programları, pamuklu tişörtlerden jean pantolonlara kadar pek çok kıyafeti temizlemekte yeterli oluyor. Soğuk suyla yıkamak sadece enerji tasarrufu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kıyafetlerin renklerini de koruyor. Böylece hem doğaya hem de bütçenize katkı sağlarken, kıyafetlerinizin ömrünü de uzatıyorsunuz.
Eğer hijyen gerektiren bebek kıyafetleri, havlular ya da nevresimler söz konusuysa, 60 dereceyi geçmeyen yıkamalar öneriliyor. Modern deterjanlar düşük sıcaklıkta da etkili olduğundan, yüksek ısıya eskisi kadar ihtiyaç duyulmuyor.
Akıllı Sayaç ve Mobil Uygulamalarla En Doğru Zamanı Yakalayın
Artık birçok evde bulunan akıllı sayaçlar, elektrik tüketimini saat bazında izleme imkânı sunuyor. Bu sayaçlar sayesinde mobil uygulamalar üzerinden hangi saatlerde enerji daha ucuz, hangilerinde daha pahalı anlık olarak takip edilebiliyor. Böylece çamaşır makinesini çalıştırmak için en uygun zamanı belirlemek çok daha kolay hale geliyor.
Bazı modellerde bulunan “gecikmeli başlatma” özelliği de bu noktada işe yarıyor. Sabah ya da gece daha uygun tarifeli saatlere programlanan makineler, sizin başında beklemenize gerek kalmadan otomatik çalışabiliyor. Bu sistem sayesinde, faturanızı düşürürken konforunuzdan da ödün vermemiş oluyorsunuz.
Makineyi Tam Doldurun, Gereksiz Yıkamalardan Kaçının
Bir başka önemli konu ise makinenin ne kadar dolu çalıştığı. Pek çok kişi, birkaç parça kıyafeti yıkamak için makineyi çalıştırıyor. Ancak makineler, ister dolu ister yarı dolu olsun, benzer miktarda su ve enerji harcıyor. Bu da, sık sık yapılan az dolu yıkamaların faturanıza doğrudan yansıması anlamına geliyor.
Uzmanlar, makine kapasitesinin tam dolmasına yakın şekilde yıkama yapılmasını öneriyor. Böylece hem su hem de enerji daha verimli kullanılmış oluyor. Lekeli kıyafetler için yüksek sıcaklık ya da ön yıkama gerekiyorsa, bu programları sadece gerçekten ihtiyaç duyulduğunda devreye almak önemli.
“Eko” Modunu Deneyin, Farkı Görün
Günümüz çamaşır makinelerinde yer alan “eko” ya da “hızlı” yıkama modları da önemli bir tasarruf fırsatı sunuyor. Bu programlar, daha düşük sıcaklıkta ve daha kısa sürede yıkama yaparak su ve enerji tüketimini minimuma indiriyor. Her kıyafet için uygun olmayabilir ama günlük yıkamalar için oldukça yeterli.
Küçük ayar değişiklikleriyle bile aylık 10-15 TL’lik tasarruf sağlanabiliyor. Bu da yıllık bazda ciddi bir fark yaratıyor. Üstelik yalnızca çamaşır makinesiyle sınırlı kalmadan, benzer prensipleri bulaşık makinesi gibi diğer ev aletlerine de uygulayarak toplam enerji tüketimini %30’a kadar düşürmek mümkün.
