Mattia Ahmet Minguzzi Davasında Gelişme: Sanığın Yaş Raporu Belli Oldu Mattia Ahmet Minguzzi Davasında Gelişme: Sanığın Yaş Raporu Belli Oldu

İstanbul’un kalbi Taksim Meydanı, bu yıl da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü öncesinde adeta ablukaya alındı. Hükûmet, sendikaların ve meslek örgütlerinin tüm çağrılarına rağmen, 1 Mayıs'ın Taksim’de kutlanmasına bir kez daha izin vermedi. Yasak kararının ardından meydan ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınarak, birçok noktaya demir bariyerler yerleştirildi.

Taksim’de Abluka Hazırlığı

Taksim Cumhuriyet Anıtı’nın çevresi başta olmak üzere Gezi Parkı ve İstiklal Caddesi girişleri bariyerlerle çevrildi. Emniyet güçleri, sabah saatlerinden itibaren alan çevresinde konuşlandırıldı. Bariyerlerin bir kısmı hazır bekletilirken, meydan çevresinde yoğun polis hareketliliği gözlendi.

Valilik tarafından yapılan açıklamada, güvenlik gerekçesiyle 1 Mayıs günü sabah saatlerinden itibaren Taksim Meydanı'na çıkan tüm yolların araç ve yaya trafiğine kapatılacağı duyuruldu. Metro seferlerinin de belirli saatlerde durdurulacağı ve bazı istasyonların kapalı tutulacağı bildirildi.

Sendikalardan ve Meslek Odalarından Tepki

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB başta olmak üzere birçok sendika ve meslek örgütü, Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs’a kapatılmasını bir kez daha eleştirdi. Yapılan ortak açıklamalarda, Taksim’in 1 Mayıs ile özdeşleşmiş tarihi bir alan olduğu vurgulanarak, bu yasağın demokratik hakların ihlali olduğu belirtildi.

Sendikalar, anayasal haklarını kullanmakta kararlı olduklarını ifade ederek, barışçıl kutlamaların engellenmesinin toplumsal gerginliği artırabileceği uyarısında bulundu.

Taksim’in 1 Mayıs’taki Tarihsel Önemi

1977 yılında yaşanan ve 34 kişinin hayatını kaybettiği 1 Mayıs olayları nedeniyle Taksim Meydanı, Türkiye’de emek mücadelesinin simgesel mekânı haline geldi. Bu nedenle, her yıl işçi ve emekçiler meydanda toplanmak istese de, 2013’ten bu yana çeşitli gerekçelerle alana girişlere izin verilmiyor.

Sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve bazı hukukçular da yasak kararının demokratik haklar bağlamında sorunlu olduğuna dikkat çekti. Barışçıl gösteri hakkının anayasa ile güvence altına alındığı hatırlatılarak, iktidarın bu kararla toplumsal tansiyonu artırabileceği değerlendiriliyor.

Kaynak: Haber Merkezi