Mersin ve Adana’da bulunan Toros Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş. işçileri, 21 Mayıs’ta başlattıkları grevi 108. günün sonunda önemli kazanımlarla tamamladı. Petrol-İş Sendikası’na üye işçiler, işverenin önerdiği yüzde 52,5’lik ücret artışını yetersiz bularak üretimi durdurmuş, daha yaşanabilir bir ücret için mücadeleye girişmişti.

Grev boyunca birçok zorluğa göğüs geren işçiler, işten çıkarmalarla ve ekonomik baskılarla karşı karşıya kalmalarına rağmen kararlılığını sürdürdü. Sonuç olarak hem taleplerinin büyük bölümü kabul edildi hem de işten çıkarılan işçiler işlerine geri döndü. Bu gelişme, sadece yerel ölçekte değil, Türkiye işçi hareketi açısından da dikkatle izlenen bir mücadeleye dönüştü.

Grev, Kemer Sıkma Politikalarına Karşı Tepkinin Simgesi Oldu

Toros Tarım grevi, Erdoğan-Şimşek yönetiminin uyguladığı kemer sıkma politikalarının işçiler üzerindeki baskısına karşı ciddi bir karşı duruş niteliği taşıdı. Son yıllarda ekonomik dengeleri sağlama gerekçesiyle ücret artışları sınırlandırılmış, emeğin değeri giderek törpülenmişti. Ancak bu grev, ücret baskılarına ve güvencesiz çalışma koşullarına karşı emek cephesinde açılan ilk büyük gediklerden biri olarak kayıtlara geçti.

İşçiler, sadece kendi maaşları için değil, aynı zamanda Türkiye’deki tüm çalışanların insanca yaşam hakkı için mücadele etti. Bu yönüyle Toros Tarım grevi, sembolik bir direniş olmanın ötesine geçerek, sınıf mücadelesinde moral kaynağı haline geldi.

AB Yasakladı, Mersin'in Seralarında Ortaya Çıktı! Tarım Zehri Sofralara mı Ulaşıyor?
AB Yasakladı, Mersin'in Seralarında Ortaya Çıktı! Tarım Zehri Sofralara mı Ulaşıyor?
İçeriği Görüntüle

Açlık Sınırı 26 Bine Dayandı, Asgari Ücret Geride Kaldı

Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından yayımlanan Temmuz 2025 verilerine göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 25.952 TL, yoksulluk sınırı ise 89.768 TL olarak belirlendi. Buna karşın mevcut asgari ücret 22.104 TL seviyesinde kalmaya devam ediyor. Bu veriler, Toros Tarım işçilerinin grev gerekçelerini daha da anlamlı kılıyor.

Kamuda çalışan işçilere dahi sefalet zammı dayatıldığı bir ortamda, özel sektörde böylesine etkili bir grev örgütlenmesi ve kazanım elde edilmesi, ücret adaletsizliğine karşı gelişen yeni bir tepkinin işareti olarak yorumlanıyor.

Toros Tarim Grev

Toros Tarım Grevi Başka Mücadelelere İlham Olabilir

Petrol-İş Sendikası'nın öncülüğünde yürütülen grev, aynı zamanda sendikal örgütlenmenin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Ücret artışı, iş güvencesi ve insanca çalışma koşulları gibi taleplerle başlatılan mücadele, işçilerin ortak duruşuyla sonuç verdi. Bu başarı, yalnızca Toros Tarım çalışanlarını değil, farklı sektörlerde benzer baskılarla karşı karşıya kalan tüm işçileri etkileyebilir.

Direniş süresince kamuoyundan da destek gören işçilerin kazanımı, ilerleyen dönemde sendikal hareketliliğin artmasına ve yeni direnişlerin önünü açmasına zemin hazırlayabilir. İşçi sınıfına dayatılan düşük ücret ve güvencesizlik politikalarına karşı örnek oluşturabilecek bu mücadele, Türkiye işçi hareketi tarihinde şimdiden yerini aldı.

Toros Tarım Direnişi: Sınıf Dayanışmasının Gücü

Grev süresince işçilerin birlikteliği, dayanışma ağlarıyla büyüyerek daha geniş bir toplumsal desteğe dönüştü. Sendikal yapının yanında çeşitli sivil toplum kuruluşları, emek örgütleri ve bölgedeki halkın desteğiyle direniş ivme kazandı. Bu durum, işçi mücadelesinin sadece ekonomik değil, toplumsal bir direniş haline gelebileceğini gösterdi.

Mücadele Eden Kazanabilir

Toros Tarım işçilerinin 108 gün süren direnişi, Türkiye'de emeğin değeri ve işçi hakları adına kritik bir dönüm noktası yarattı. Ekonomik kriz koşullarında bile, örgütlü ve kararlı bir mücadelenin sonuç getirebileceği gerçeğini gösterdi. Bu kazanım, diğer işçi grupları için hem moral hem de yol gösterici bir örnek olacak.

Şimdi gözler, Toros Tarım grevinin ardından gelişecek benzer mücadelelere çevrildi. Çünkü işçiler biliyor ki, ancak mücadele eden kazanır.

Kaynak: Haber Merkezi