İspanya’nın iç savaş koşulları sırasında tutkulara, kaygılara, özgürlüğe, cinsiyetlere önem vererek toplumsal normları yıkan, tabulara karşı çıkan biçimde sinemaya başlayan Almodovar, diktatörlük döneminin baskıcılığı ve kısıtlamalarının getirdiği faşist uygulamalara ve sanat engellemelere karşı yeni bir sinemacılık anlayışı getirmiştir. Bütün bu baskılara karış çıkan yönetmen bunların hepsine savaş açmış kısa filmlerle başlangıcını yapmıştır. Sinemaya taşıdığı yeni anlayışla kendi çizgisini oluştururken bir yandan da iç savaş sonrası İspanyol Sineması’na da yeni bir yön vermiştir. Özgürleşen toplumla birlikte yeni heyecanları sinemaya aktaran yönetmen için dizayn ettiği anlayış kadını merkeze alır şekilde perdeye yansır.  

Pedro Almodovar filmleri toplumsal cinsiyet normlarının kadına yüklediği rolleri yeniden üretmeyen bir çizgi izlemektedir. Kadınları var oldukları hayat ve olaylar içinde kendi kabuğunda roller içine sıkışmış biçimde değil aktif biçimde özne olmaktan çekinmeyen şekilde sunar. Almodovar’ın sinema dünyasında da çoğu kez karşılaştığımız erkek hükmüne ve egemenliğine muhtaç, zorluklar çeken, kurtarıcı bekleyen kadın karakter portresi yerine erkek egemen dünyanın onları getirdiği durumların içinden yine başka kadınların gösterdiği dayanışma gücüyle çıkan karakterler çizer. Bahsettiğimiz kalıp kadın figürleri gibi erkekler için de belirlenmiş belki rolleri yıkar. Kahramanlık, cesaret, güç, akıl gibi özelliklerle şekillenen ve karakteri beslenen erkeklik yerine duygu hakimiyeti sağlayamayan, edilgen profiller çizer. Kadınlar için sorun yaratan, entrika unsuru olan kişiler etiketinin ataerkil ideolojinin ürettiği olgular olduğu vurgulanmıştır.

Almodovar sinemasının kadın temsiline toplumsal normlara atıfta bulunulduğu diğer konu ise kamusal alan, özel alan ayrımıdır. Erkeğin kamusal alan hakimiyetiyle kadının ise özel alana ait olduğu vurgusu yoğun şekilde eleştirilmiştir. Özel alanın cinsiyet atamasıyla kadınla özdeşleştirilmesine, bunun sabit bir gerçeklik kabul edilmesine karşı çıkar. Bu eleştiriler tabulara karşı direnen kadının görünürlük mücadelesi ile birleşerek sahnelere yansır. Özel alanın kadın için tek ve aynı zamanda güvenli seçenek olduğu yargısına karşı argüman üretirken başarılı hikayelerle bunu besler. “Dönüş” filminin istismar sahnesine yer vermeyen ancak karakterin ağzından bize anlatan yönetmen başarılı aktarımıyla güvenli olan söylemini yerle bir eder. İstismara uğrayan Paula isimli karakterin aktarımı şu şekilde hayat bulur;

“ Mutfakta sırtım ona dönüktü. Birden babam üzerime saldırdı. Sarhoştu. Ona durması için bağırdım. Bana babam olmadığını söyledi. Beni bıraksın diye ittim. Ayağa kalktı ve yeniden üzerime geldi. Onu yeniden ittim. Pantolonunu açtı. Bir yandan da sürekli kötü bir şey yapmadığını, zaten babam olmadığını söylüyordu. Bir bıçak aldım ve onu tehdit etmeye başladım. Sadece onu korkutmak istiyordum. Beni dinlemedi. Buna cesaret edemeyeceğimi söyledi ve üstüme atladı.”

Bu sahnenin yansıtılmaması bir yandan kadının anlatımını ön plana çıkarmış bir yandan da kadını bu şekilde bir sahneyle kadının cinsel obje olarak yansıtılmasını engellemiştir.

Anlatılarının merkezine kadın karakterleri yerleştirerek cinsiyet normlarını yeniden üretmez ve kadının tutkularını, özgürlüğünü, sorunlarını tüm gerçekliğiyle yansıtır. Erkekler olmadan da mutlu ve güçlü olan kadınlar merkezde yerini alır. Kadın karakterleri erkek egemenliği içinde kıskıvrak sıkışan değil tüm sorunlara rağmen mücadeleyi bırakmayan, başaramasa dahi yıkılmayan kadınlar olarak karşımıza çıkar. Ataerkil ideolojinin beslediği aynı zamanda oldukça faydalandığı geleneksel sinema içinde yer alan, birbirine düşman, birbirini çekemeyen kadınlar yerine dayanışmayı esas alan kadın karakterler mevcuttur. Kadın temsilini farklı şekillerde gösteren yönetmen erkek karakterleri ise bir süre sonra hikaye dışına çıkararak kadınların özneliğini pekiştirir.

Almodovar sinemasında kadın temsilinin yanı sıra transseksüelite de bir değişim simgesi olarak yer bulur. Toplum için tabu ve travmatik bir durum olan transseksüellik, Almodovar sinemasında tartışma zemini bulur. Cinsiyet kalıplarının belli bir kurala tabii olmadığı ve geçişkenliği vurgulanır. Eşcinsellik, ataerkil yapı, dini kurallar, kalıplaşmış argümanlar arasından sıyrılarak yeni bir zeminde yerini bulur.

Pedro Almodovar Filmografisi

Kısa filmleri

1974 Film Politico

1974 Dos Putas, o historia de amor que termina en boda

1975 El sueno o la Estrella

1975 Homenaje

1976 La caida de Sodoma

1975 Blancor

1976 Sea caritativo

1976 Muerte en la carretera

1978 Salome

1978 Folle folle folleme Tim

Uzun kurmaca filmleri

1980 Pepi, Luci, Bom y otras del moniton

(Pepi, Luci, Bom ve Diğer Sıradan Kızlar)

1982 Labirinto de Pasiones (Tutku Labirenti)

1983 Entre Tinieblas (Karanlık Alışkanlıklar)

1985 Que he hecho yo para merecer esto? (Bunu Hakedecek Ne Yaptım?)

1986 Matador

1987 La Ley del Deseo (Arzu Kanunu)

1988 Mujures al borde de un ataque de nervios

(Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar)

1990 Atame! (Bağla Beni)

1991 Tajones Lejanos (Yüksek Topuklar)

1993 Kika

1995 La flor de mi secrero (Sırrımın Çiçeği)

1997 Carne Tremula (Çıplak Ten)

1999 Todo sobre Mi Madre (Annem Hakkında Herşey)

2002 Hable Con Ella (Konuş Onunla)

2004 La mala educacion (Kötü Eğitim)

2006 Volver (Dönüş)

2009 Los Abrazos Rotos (Kırık Kucaklaşmalar)

2011 La piel que habito (İçinde Yaşadığım Deri)

2013 Los amantes pasajeros (Aklımı Oynatacağım)