Arazilerini Deliçay'ın çevrelediği Hebilli köyü, renkli kültürüyle, yemyeşil narenciye bahçeleriyle, köyün tam göbeğindeki kalesiyle Mersin'in ilginç köylerinden birisidir. 1902'de Mersin'in 18 km. kuzeydoğusuna Giritli göçmenlerin yerleştirildiği, yan yana dizili, taştan yapılan 40 haneli bir köy olarak kurulan Hebilli köyü, günümüzde de tüm şirinliğiyle varlığını sürdürür. Adını köyün tam merkezindeki Ortaçağ'dan kalma kaleden alan Hebilli Köyü, Giritli göçmenlerin dayanışma içindeki yaşamlarına tanıklık eder. Köyün ilk kurulduğu zamanlardan kalma taş evlerin bir kısmı hala zamanın acımasızlığına karşı var olma mücadelesini sürdürmektedir.
Girit'ten taşıdıkları kültürlerini devam ettirtmeye çalışan Hebilli köylüsü, geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Köye adını veren kale ise geçen yüzyılların tüm yıpratıcılığına rağmen ayakta kalmaya çalışıyor. Köy adını, M.S. 7. yüzyılda Arap Komutan Kalah Habellieh tarafından yaptırılan Habellieh adı verilen kaleden alıyor. Tavanı tonozlu, köşeleri yuvarlak kuleli ve iki katlı kalenin, uzunluğu 20, genişliği 14 metredir. Boyutları düşünüldüğünde küçük bir kale olan Hebilli, muhtemelen bir gözlem kalesi olarak kullanılıyordu. Kalenin dış duvarları kesme kalker taştan, iç duvarları ise moloz taştan yapılmış. Kalede yer yer ağaç hatıl izlerine de rastlanmaktadır.
Kalenin eteğinde sarnıç ve kilise kalıntısı var. Bu yapıların kalıntıları da devşirme malzeme olarak büyük olasılıkla kalenin inşaatında kullanılmıştır. Köyün girişinde şapel olabilecek tonozlu küçük bir yapı kalıntısı da göze çarpmaktadır. Hebilli Kalesi taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Mersin'de röleve, restitasyon ve restorasyon projeleriyle ayağa kaldırılmayı bekleyen onlarca kaleden de sadece bir tanesidir.
İçinde yaşadığımız Anadolu coğrafyası, ne farklı insan hareketliliğini bünyesinde barındırıyor doğrusu. 7. yüzyılda Arap akınlarının komutanlarından Kalah Habellieh'in yaptırdığı kalenin çevresine 20. yüzyılın başında Akdeniz'in orta yerindeki Girit adasından gelen göçmenler yurt tutuyor. Mersin'in sıcak yaz günlerinde, kalenin gölgesinde Akdeniz'den esen meltemle, köyün sakinleri serinlemeye çalışıyorlar. Kim bilir Girit göçmenlerinden önce de kimler nerelerden gelip Kilikya'nın bu bölgesini kendilerine mekan tutmuşlardır. Ortaçağ dönemine tarihlenen Hebilli kalesi ve Anadolu'da kimler tarafından yapıldığı unutulan binlerce kale, bulundukları yerde ayağa kaldırılıp sahip çıkılmayı beklemekteler. Umarım varlıkları Anadolu'nun her bir köşesine güzellik katan bu kalelerin umutları boşa çıkmaz.
http://serdaringezinotlari.blogspot.com/