Elbette ve biliyoruz ki değişimler kısa sürede olmaz. Özellikle de toplumsal yapılarda…

ABD, dünyanın ağababası idi. Patronu ya da. Jandarması da diyebiliriz.

Artık değil. Tek kutuplu dünya çok kutupluluğa doğru evrildi.

ABD için; gerileyen, gücünü kaybeden, ekonomik sıkıntıları artan, işsizleri çoğalan, etkisi ve yetkisi azalan ülke diyebiliriz. Ancak bu söylediklerimiz net, açık ve hissedilir biçimde görülmeyebilir. Hatta hâlâ dünyanın bir numarası gibi de görülebilir.

Çin, Rusya ve İran başlarda olmak üzere çeşitli örgütlenmeler, (ŞİÖ, BRİCS) dünya ölçeğinde kullanılan para birimlerinin farklılaşması (Dolar yerine yen, ruble veya anlaşmalı ülkelerine kendi öz para birimleri ile ticaret yapmaları…) Bütün bunlar dünya hakimiyetinin tek değil çok kutupluluğa gittiğini göstermektedir.

Ancak ve hâlâ ABD, hem parasını dünya egemenliğinde tutma hem de masa başlarında çizdiği haritaları hayata geçirme ve derin devlet elemanlarını dünya genelinde çalıştırmaktan vazgeçmiş değil.

PKK terör örgütüne “Kara gücüm,” diyen, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ile ülkemizi parçalama hayallerini sürdüren ABD, tam da PKK terör örgütünün kongresini toplayıp Öcalan’ın talimatları doğrultusunda kendini feshetme ve silahları teslim etme aşamasında yine ve yeniden ülkemizde kargaşalıklar çıkarma yoluna girmiştir.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan fiili saldırı elbette ilk değildir ve görünen o ki son da olmayacaktır. Hem iç cephede ve hem de dış dünyanın dostlar cephesinde yapılan değerlendirmeler ve bakış ortaklaşmıştır; Türkiye’de huzur ve güven ortamının olmasını istemeyen başta ABD olmak üzere İsrail, Yunanistan ülkemizde kargaşa ortamını oluşturmak çabasındadırlar. ABD derin devleti Gladyo, iş başındadır…

GKRY, İsrail ve Yunanistan ile enerji hatları döşeme hazırlıklarını da ayrı tutamayız...

Elbette sömürgenlerin, düşüncelerinden, planlarından vazgeçmeleri kolay değildir. Önemli olan ya da olması gereken bu gerçeklikleri görmek, iç cepheyi bir ve bütün tutmak ve ulusal devletimizi korumak, savunmak ve sonsuza kadar yaşatma mücadelesi vermektir.

Kontrgerilla dediğimiz yapılanmanın yerinde şimdi ABD talimatlarıyla Gladyo görev yapmaktadır.

Çok dikkatli olmalıyız. Yönetenlerimiz başta olmak üzere.

Öcalan ile yapılan görüşmelerin aktörlerinden Sırrı Süreyya Önder’e Öcalan tarafından “Dikkat edin seni ve Pervin’i (Buldan) ABD - İsrail öldürebilir,” demişti değil mi?

Düşmanlarımızı tanımalıyız. “Müttefik” dediğimiz, NATO içinde yer aldığımız, “AB’ye girmeye kararlıyız,” diye on yıllarımızı verdiğimiz bu sevdalardan (!) vazgeçelim ve gerçekleri görelim!

“Su uyur, düşman uyumaz,” sözümüz tam da bu günler için söylenmiş sanki…

Emperyalistler hedeflerinden, planlarından vazgeçmezler… Önemli olan bizim ne yaptığımız, yapacağımız ve hareket kaynağımız…

“Terörsüz Türkiye”, PKK örgütünün feshedilmesi, silahların teslim edilmesi ve Ulus Devlet ve Millet birlikteliği yolumuzda, her türlü bozgunculukla karşılaşabiliriz. Tespitlerimizi doğru yapmalı ve çözüme birlikte ulaşmalıyız. Sömürgenlerden “Hayır” beklenmez! Onlar vazgeçmezler.

Asıl olan bizim ne yapmamız gerektiğidir.

Gereğini yapmalıyız, YAPARIZ!