Kanlı Divane’nin güneybatısında yer alan Çanakçı Nekropolü’nde de 6 tane kabartma bulunmaktadır. Bunlardan ön plana çıkanı, kline üzerinde elinde kase tutarak yatan bir rahip ve hemen yanında ayakça betimlenmiş bir askerdir.  Kabartmada verilmeye çalışılan mesaj, rahibin öbür dünyada  rahat ve huzur içinde yattığıdır. Ayakta duran askerin, yönetici rahibin oğlu olduğunu da söylemek mümkündür. Bu kompozisyonun benzerleri Hisarin Kale ve Veyselli Kaya Kabartmalarında da vardır. Hisarin Kaledeki asker kabartmasının yüz ayrıntıları günümüze kadar ulaşmıştır ama Veyselli’de, toplamda beş askerin yer aldığı kabartmalar büyük oranda zarar görmüştür.

Dağlı Kalesi’nin hemen girişindeki iki asker ve bir hamile kadın kabartmasından günümüze pek bir şey kalmamıştır. Kabartmaların yer aldığı nişler net bir şekilde seçilirken içerisindeki kabartmalar neredeyse, yapıldığı kayalık zeminden tamamıyla yok edilmiştir. Lamas Kanyonu’nda, yamaçtaki asker kabartması yine vandalizmin kurbanları arasındadır. Koramşalı köyündeki asker kabartması nispeten biraz daha iyidir.

Tapureli Ören Yeri’nde iki asker, oturan bir kadın ve bir rahip, aynı kompozisyonda betimlenmiştir. Bu dört kabartmanın genel bütünlüğü bozulmamış ama yine diğer kabartmalarda olduğu gibi yüz ayrıntıları ciddi tahribata uğramıştır. Yeniyurt Kalesi’nde ve Korykos’ta karadaki kalenin kuzeyinde bir asker kabartması vardır.

Değil Kilikia Bölgesi’nin Antik dönemin en büyük kaya kabartmaları Kız Kalesi’nin 5 km kuzeyinde yer alır.  Adam Kayalar adındaki bu kabartmalar 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk, 1 dağ keçisi ve bir Roma kartalından oluşmaktadır. Kabartmaların içerisindeki askerlerin zırhlı olmadıkları dikkat çekicidir. Bunun sebebi de askerlerin savaşçı rollerinden öte ailevi yönlerinin ağır basmasıdır. MÖ 3. yüzyıldan MS 3. yüzyıla kadar yapımı süren, Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Adam Kayalar, binlerce yıldır günümüze sağlam bir şekilde ulaştı ama son kırk yıldır kabartmalara verilmedik zarar kalmadı. Bu tahribattan en az beş kabartma ciddi oranda zarar gördü.

Seleukoslar’ın bölgede “Hellenizasyon” sürecini başlatmaları bir gereklilikti. Çünkü bölgede kültürlerinin, dinlerinin, dillerinin kalıcı olması ve yayılması için bu bir zorunluluktu. Bunun için Yunan mimarisini imar faaliyetlerine yansıtmak, ana kayaya kabartmalar yaptırarak kültürlerini etkin hale getirmek, yine ana kayaya dini, askeri ve sivil yaşamın özelliklerini yazıtlara kazıtarak ölümsüzleşmek gibi faaliyetlerin hepsini Roma da, Kilikia’da hakimiyet kurduğunda, “Romanizasyon” adıyla sürdürecektir.

Kilikia’da daha çok askerler ve ölü ziyafeti sahnelerinin ön planda olduğu kabartmaların bir bölümüne değindim sadece. Her bir kabartma kendi bünyesinde, gizemli ve eşsiz görünümüyle apayrı bir hikayeyi barındırıyor. Yetmiş civarındaki kabartmanın şu ana kadar neredeyse tamamı az veya çok zarar gördü. Kilikia, vandalizmin ve cehaletin pençesinden kurtulabilecek mi? Bunu zaman gösterecek. Pamuk ipliğine sarıp kollamamız gereken bu eserlerden geriye, üzgünüm ki yakın gelecekte tek bir  kabartma kalmayacak.