İnsan, hayatı boyunca öğrenmeye ve kendini geliştirmeye devam etmelidir. Hayat Boyu Öğrenme, işte tam olarak bunun için vardır. Peki nedir bu hayat boyu öğrenme? Hayat boyu öğrenme; farklı zaman ve farklı yerlerde esnek, çeşitli ve kullanılabilir yaşam boyu sürdürülecek olan öğrenme olarak tanımlanabilir. Birey; hangi yaşta olursa olsun, eğitim seviyesi ne olursa olsun hayat boyu öğrenmenin bir parçasıdır. Hayat boyu öğrenmenin 4 temel ilkesi şöyledir: 1-Bilmek için öğrenme 2-Yapmak için öğrenme 3-Olmak için öğrenme 4-Birlikte yaşamak için öğrenme. Eğitimin, anaokulundan başlayıp üniversite ile bitmediğini gösteren hayat boyu öğrenmede kişilerin yetenekleri, bilgileri ve yeterlilikleri farklı öğrenme teknikleriyle yaşam boyu geliştirilmeye çalışılır. Bireyler bu süreçte yeni bilgiler edinir ve yeni beceriler kazanırlar.
Hayat boyu öğrenme denince aklınıza sadece yeni beceriler edinmek veya mevcut becerilerini geliştirmek gelmesin. Özellikle gençlerin istihdam edilmesinde de büyük bir öneme sahip olan hayat boyu öğrenme 'yeni meslekileşme' kavramını ortaya çıkarmıştır. İşe alım sürecinde gerekli mesleki yeterlilik, hayat boyu eğitim sayesinde gençlere kazandırabilmektedir. Hayat boyu öğrenmenin temel birkaç yararı şu şekilde sıralanabilir: Zihni geliştirir. Bireylerin kendilerine saygılarını arttırır. Daha iyi bir iş için fırsatlar yaratır. Sürekli değişen dünyaya ayak uydurmanıza yardımcı olur. Dünyadaki şeylerden haberdar olmanızı sağlar. Daha fazla bilgi için de açlık yaratır.
Teknoloji ve bilimin hızla gelişmesi, bireylerin eğitime ihtiyaçlarını arttırmıştır. Bu gelişmeler toplumsal, siyasi, kültürel ve ekonomik alanlardan çok büyük değişikliklere neden olmuştur. Bu hızlı dönüşüm, Avrupa kıtasındaki ülkelerin diğer devletler karşısında güçlerini korumaları ve dünya siyasetinde daha etkin olmak için bir araya gelmelerini sağlamıştır. Başlangıçta ekonomik bir birliktelik gibi görülen Avrupa topluluğu daha sonradan kültür ve eğitim gibi sosyal konularda da ortak projeler geliştirmeye başlamıştır. Geliştirilen projelerde 'bilgi toplumuna uyum, rekabet gücünün yükseltilmesi, insan gücünün serbest dolaşımı, istihdamın arttırılması' amaçları dikkate alınmıştır.
AB 1990'lı yıllardan sonra eğitime özel bir önem vermiştir. Birliğin büyük bir önemle üzerinde durduğu konu ise 'Hayat Boyu Öğrenme' dir. Bu konuda 1995 yılında AB komisyonunun 'Öğrenen Topluma Doğru' adlı çalışması bulunmaktadır. 1996 yılı ise komisyon kararı ile 'Avrupa Yaşam Boyu Öğrenme Yılı' olarak kabul edilmiştir. AB'nin diğer projelerinde de Hayat Boyu Öğrenme ile ilgili amaçlar yer almaktadır. Örneğin; Avrupa Birliği'nde mesleki eğitim alanında yürütülen 'Leonardo da Vinci' programının amaçlarından birkaçı yaşam boyu öğrenmeyle ilgilidir hatta programın önceliklerinden birisi bilgi toplumuna ilişkin araçlar kullanılarak Hayat Boyu Öğrenmeye katkı sağlamaktır. AB'de hazırlanan projeler tüm üye ülkelerde ortak yürütülmekte ve finansmanı sağlanmaktadır. Hayat Boyu Öğrenme; daha çok istihdam, işsizlik ve okul sanayi iş birliği gibi konuları kapsamaktadır. Bunun yanında dil öğrenimi ve toplumdan dışlanmayla mücadele gibi amaçları da vardır.
Öğrenme davranışta bir değişikliktir. Bu değişiklik iyiye ya da kötüye doğru olabilir. Örneğin çocuk düzenli ya da dağınık olmayı öğrenebilir. Bir davranış değişikliğinin öğrenilmiş olması için süreklilik göstermesi gerekir. Ateşli bir hastalık, ilaç ya da bağımlılık yapan maddelerin etkisiyle oluşan geçici davranış şekilleri öğrenme değildir. Öğrenme tekrar ve yaşantılar sonucunda ortaya çıkar. Refleksler, içgüdüsel, dürtüsel ve homeostatik davranışlar doğuştan geldiği için öğrenilmiş davranış olarak kabul edilmez. Refleks, uyarıcılara karşı verilen ani ve istemsiz tepkidir. Örneğin karanlıkta göz bebeğinin büyümesi reflekstir. İçgüdü türe özgü olan, doğuştan gelen ve neden yapıldığı organizmanın kendisi tarafından da bilinmeyen davranışlardır. Örneğin kuşların V şeklinde göç etmesi, örümceğin ağ örmesi içgüdüseldir. Dürtü, fizyolojik ihtiyaçlardan kaynaklanan ve organizmayı harekete geçiren güçtür. Örneğin açlık, susuzluk, uyku vb. iç dürtüdür.
Homeostatik davranışlar; vücuttaki oksijeni, suyu, kandaki şeker oranını ve beden ısısını belirli bir seviyede dengede tutmaya yarayan bilinçsiz davranışlardır. Örneğin üşüme ya da üşüyünce titreme öğrenilmiş davranış değildir.
Birey; yaşı ve eğitim seviyesi ne olursa olsun hayat boyu öğrenmenin bir parçasıdır. Eğitimi, okul yaşı ve okul binaları ile sınırlamak doğru değildir. Herkes zorunlu eğitimini bitirdikten sonra ileri düzeydeki eğitimini kendi seçeceği bir zamana erteleme ve istediği zaman eğitim sistemine yeniden girebilme hakkına sahiptir.