Nesli tehlike altında olan ve hem ulusal hem de uluslararası koruma altında bulunan deniz kaplumbağaları, Mersin’in önemli yuvalama alanlarında yeni yaşam döngüsüne başladı. Bu yılın ilk yavruları, mayıs ayında başlayan yuvalama sürecinin ardından temmuz ayında yumurtadan çıkarak Akdeniz’le buluştu. Kumların altından yüzeye çıkan minik kaplumbağalar, doğal içgüdüleriyle yönlerini denize çevirerek zorlu ve hayati öneme sahip yaşam yolculuklarına başladı.
Mersin Kıyılarında Caretta caretta ve Chelonia mydas Türlerinin Yoğun Yuvalama Faaliyetleri
Mersin sahilleri, özellikle Mezitli, Erdemli, Silifke, Anamur ve Akdeniz ilçeleri, deniz kaplumbağalarının önemli yuvalama alanları arasında yer alıyor. İribaş deniz kaplumbağası (Caretta caretta) ile yeşil deniz kaplumbağası (Chelonia mydas) türleri, her yıl bu bölgelerde binlerce yumurta bırakıyor. 2025 yılının mayıs ayında başlayan yuvalama sürecinde anaç kaplumbağalar, sıcak kumsalları tercih ederek yumurtalarını güvenle bıraktılar. Temmuz ayı itibarıyla ise ilk yavrular yumurtadan çıkarak yüzeye ulaştı. Buna karşın, bazı anaç kaplumbağaların halen yumurta bırakmak üzere kumsallara çıkmaya devam ettiği gözlemleniyor.
Mersin Üniversitesi’nin Çalışmaları ve Davultepe Sahilinde İlk Yavruların Denizle Buluşması
Mersin Üniversitesi Deniz Kaplumbağaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen koruma çalışmaları kapsamında, Mezitli ilçesine bağlı Davultepe sahilinde yavruların ilk kez yuvalardan çıkarak denize ulaşması tespit edildi. Uzmanlar, yumurtadan çıkan yavruların kendi başlarına kum üzerinde ilerleyerek denize ulaşmasının, yaşamlarının sağlıklı başlaması için kritik bir süreç olduğunu belirtiyor. İnsan müdahalesinin yavruların hayatta kalma şansını azalttığına dikkat çekilirken, kaplumbağalara dokunulmaması konusunda uyarılar yapılıyor.
Doğal Sürecin Önemi ve İnsan Müdahalesinin Riskleri
Mersin Üniversitesi Deniz Kaplumbağaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Görevlisi Dr. Mahmut Ergene, kaplumbağa yavrularının yumurtadan çıktıktan sonra kumsalı kendi başlarına yürüyerek denize ulaşmaları gerektiğini vurguladı. Ergene, yavruların yumurtalarla aralarında güçlü bir besin ve kan bağı olduğunu ve bu bağı kokularıyla takip ederek denize doğru yöneldiklerini belirtti. İnsanların yavrulara yardım etmek isterken onları taşımalarının veya denize bırakmalarının yavruların yırtıcılar tarafından daha kolay avlanmasına neden olabileceğini söyledi. Bu nedenle doğal sürecin korunmasının çok önemli olduğunu ifade etti.
Yuva Sayılarında Rekor Beklentisi
2025 yılı yuva sayıları bakımından Mersin kumsalları umut verici bir tablo çiziyor. Dr. Ergene, Davultepe kumsalında şu an yaklaşık 250 yuva olduğunu, geçen yılın rekoru olan 274 yuva sayısını aşabileceklerini söyledi. Yuva sayılarındaki bu artış, bölgedeki deniz kaplumbağalarının korunması ve popülasyonlarının sağlıklı ilerlemesi açısından sevindirici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Uzun Vadeli Değerlendirmelerle Koruma Çalışmaları Sürdürülecek
Deniz kaplumbağalarının yuva sayılarında yıllara göre iniş çıkışlar görülebileceğini belirten Dr. Ergene, bu yüzden uzun vadeli veri takibinin önemine işaret etti. 2025 yılı için yuva sayılarının ve yavruların sağlıklı olduğunu kaydeden Ergene, mevcut durumun olumlu olduğunu ve koruma çalışmalarının aralıksız devam edeceğini dile getirdi.
Kıyılarda Gönüllü ve Yetkili Ekiplerin Çalışmaları
Mersin’in Anamur, Silifke, Erdemli, Yenişehir, Akdeniz ve Mezitli ilçelerinde sahil boyunca görev yapan ekipler ile gönüllüler, deniz kaplumbağalarının sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri için sahada titizlikle çalışmaya devam ediyor. Bu ekipler, yuvaların korunması, yavruların doğal süreci tamamlaması ve deniz kaplumbağalarının yaşam alanlarının korunması konusunda önemli bir rol üstleniyor.