Kapitalist sistemde üretim, insan ihtiyacı esas alınarak yapılmaz. Her kapitalist daha fazla ürün üreterek piyasaya sürmeyi ve pazara sürdüğü malların kısa sürede tüketilip kâra dönüşmesini ister.

Dünya üzerinde bir yanda zenginlik artarken ve üretim bollaşırken, öte yanda çocuklar yeterli beslenememek gibi kolaylıkla önlenebilir sebeplerden dolayı ölüyorlar. kapitalist toplumda gıdadan giyeceğe, iletişim araçlarından beyaz eşyaya varıncaya kadar pek çok ürün seri bir şekilde üretiliyor ve ihtiyaç fazlası bile tüketilsin isteniyor.

Bu nedenle ürünlerin daha fazla tüketilmesi için hedef kitle belirlenir ve her türlü yolla tüketim arttırılmaya çalışılır.

Bu yüzden, TV, radyo, internet gibi pek çok araç kullanılarak toplumda tam bir tüketim çılgınlığı yaratılmış durumda. Hiçbir fırsatı kaçırmadan “özel günler” adı altında mağaza vitrinlerinden, billboardlardan yaptıkları duyurularla hediye alma bahanesiyle tüketimi arttırmaya çalışıyorlar. İnsanlar kafalarını nereye çevirse bir “indirim” ilanıyla karşılaşıyor.

Topluma sürekli olarak “tüketin ve mutlu olun” mesajları pompalanıyor. Medya araçlarıyla bir yandan işçi ve emekçi kitlelerin bilinçleri, vicdanları teslim alınırken, öte yandan tüketim alabildiğine kışkırtılıyor.

Özellikle reklamcılık alanı hem burjuva ideolojisinin yeniden ve yeniden üretimi hem de tüketimin arttırılması için kapitalistler açısından oldukça önemli. Kapitalistler pazarladıkları ürünlerin reklâmlarına tonla para harcıyorlar. reklamcılık uzmanları, psikologlar aracılığıyla, ürünlerin daha geniş kitlelere nasıl ulaştırılacağı üzerine analizler yapıyor. Örneğin reklâmlarda çocukları kullanarak Reklâmı yapılan ürünlerin alımı konusunda çocukların ebeveynlerine baskı yaparak tüketimi arttırmaları hedefleniyor.