Etik değerler kaybolursa kazanmak kişiye ne gibi bir haz verebilir?

Kazanmak, galip gelmek, birinci olmak adına her yol mübah düşüncesi insani erdemlerden birazda olsa haberdar olan bir kişiye ne gibi bir gönül rahatlığı verebilir?

İnsan, kendisini avını yakalayıp diğer avcılar görmesin ya da kokusunu almasın diye sığınağına götüren herhangi bir yırtıcıdan farklı görüyorsa, o yırtıcı gibi davranmakta neden ısrar eder?

Saygı önce insana (sadece insan olduğu için), sonra neden niteliğine duyulmaz da tam tersi olur?

Neden taraf olmak adına insan inandığı değerlerden vaz geçer?

Tüm bu soruların cevabı korkudur. Çünkü insan korkar.

Kaybetmekten, geri düşmekten, yok olmaktan vb. fakat ne zaman ki insan adaleti kaybetmekten, etik değerleri yok saymaktan, dürüstlüğü unutmaktan korkarak hareket ederse ister istemez  düzen yoluna girer.

Siyaset ahlakının yerle bir olduğu, çamur at izi kalsın düşüncesinin tüm geçerliliğini koruduğu toplumlarda halkın beslenebileceği maddi manevi kaynaklar sınırlıdır.

Uyanmış insanlar toplumdan beslenemediğinde bireysel yaşama döner ve bugün geldiğimiz noktada yalnızlığın toplu yaşamı etkiler hale geldiğini görebiliyoruz.

Birçok yerde öfke ve kavga var. Yaşamın her alanında. Bunun sebebi yalnızlığına itilen insanın diğer insanlarla bir araya geldiğinde yaşadığı şaşkınlık ve uyumsuzluğun doğurduğu hareketler olarak belirtilebilir.

Kaos denen şey insanın beyninde başlar topluma yayılır. Ya da toplumdan başlar kişinin beynine usul usul girer.

Kendinize yatırım yapın. Kendinizi geliştirecek yollar arayın ve bu yollarda karşılaştığınız insanlarla yürüyerek yalnızlığınızı paylaşın. Yeni bir toplum yeni bir anlayış yeni bir bakış ancak bu şekilde oluşur. Toplumsal bağışıklığınız güçlü olsun ki cehalet hastalığı size uğradığında eli boş dönsün.