Şımarıklık, özellikle çocuklar için çokça kullanılan bir kelime ancak genellikle yanlış kullanılmaktadır. İstekleri için ısrar eden, zaman zaman ağlayan çocuklar olabilir ya da çocuklarda herhangi bir psikolojik sorundan kaynaklı bazı davranışlar görülebilir ve bunlar da şımarıklık olarak düşünülebilir. Oysa çocukların çoğu, istekleri ve bu isteklerinin olması için bazen ağlayıp tepki gösterebilir. Ancak bu davranış çocukların doğası gereği olmaktadır. Bazen de şımarıklık diye görmezden gelinen davranışlar çocuklarda bulunan bazı psikolojik rahatsızlıkların da gözden kaçmasına neden olabilmektedir. O nedenle çocuğa şımarık demeden önce genel olarak davranışlarını iyi gözlemlemekte fayda var.
Şımarıklık Nedir?
İsteklerinde abartılı ve ısrarcı olan ve isteklerini hiçbir koşulda ertelemeyen, sabırsız ve beklemeyi bilmeyen, her yerde ve durumda ön planda olmayı isteyen, empati duygusu gelişmemiş, karşıdakini dinlemeyen ve sadece kendi isteklerine odaklanan, istekleri olmadığında ağlayan ve öfkelenen inatçı tutum sergileme şeklindeki davranışlardır.
Çocuklar zaman zaman bu şekilde davranabilir. Ancak bu davranışın pekişmesi ve şımarıklığa dönüşmesi ebeveynlerin tutumlarına bağlıdır. Çocukların bu davranışlarının onaylanması kadar çocuğun azarlanıp terslenmesi de şımarıklığı kalıcı hale getirir.
Buradan hemen şu çıkarıma varmak gerekirse çocukları şımarıklığa iten önemli iki etmen:
1-Anne babaların çocuğa karşı aşırı ilgi göstermesi
2-Anne babaların çocuğa karşı aşırı ilgisiz davranması denilebilir.
Her iki durumda da çocuğun ruhsal dengesi bozulacağından şımarıklık kaçınılmaz olacaktır.
Unutmayalım ki hiçbir çocuk şımarık olarak doğmaz. Anne baba tutumları çocukları şımarıklaştırır.
Bu tutumlar nelerdir?
*Çocukların her istediğine tamam demek ve adeta çocuğa hizmet etmek için varmış gibi davranmak.
*Çocuğun isteklerine ilk başta hayır deyip ağlama ve öfke nöbetleri karşısında tamam demek. Tamam diyeceğiniz bir konuya ilk başta tamam deyin. Önce hayır deyip sonra tamam demek çocukla aranızdaki iletişimi ve güveni zedeler ve çocukta tutarsız davranışlara, şımarıklığa neden olur.
*Çok fazla maddiyata yönelik hediyeler veya oyuncaklar almak
*Çocuğu saygıdan uzak yetiştirmek. Başkalarına karşı saygı göstermeden büyütülen çocuklar zamanla kendileri de saygı görmeyeceklerdir. Bu da ileriki yaşantılarında düşük benlik algısı, dışlanma ve ciddi iletişim sorunları olarak kendini gösterecektir ki bu bir insana yapılacak en büyük kötülüklerdendir.
*Çocuğa dünyada sanki bir tek o varmış gibi davranarak onu başkalarına karşı duyarsızlaştırmak ki bu duyarsızlık zamanla kendi ebeveynlerine karşıda kaçınılmaz olacaktır.
Yine çocuklarda şımarıklık ile özgüvenli olmak en çok karıştırılan durumlardan birisi. Çocukların büyük küçük demeden saygısızca ve pervasızca konuşma şekli şımarıklığı normalleştirmiş ebeveynler için sıradan hatta özgüvenli çocuk gibi düşünülse de gerçek öyle değil. Çocukların isteklerini, duygu ve düşüncelerini rahatlıkla ve saygı çerçevesinde ifade edebilmesi ve bunları anlayan ebeveynlerinin olduğunu bilmesi özgüven ve şımarıklığı ayıran önemli çizgidir. Yani ebeveynlerin çocuğun isteklerine saygı duyup önemsemesi ve uygun olanları yaparak olmayanlara açık bir iletişim diliyle anlatması özgüveni pekiştirirken, çocuğun her isteğine tamam diyen veya her isteğini reddeden ebeveyn tutumları şımarıklığı pekiştirmektedir.
Zaten çocuklardaki davranışların şımarıklık mı özgüven mi olduğunu iyi bir gözlemci çok rahat anlayabilir.
Şımarıklık sadece çocukluk çağına has bir davranış değil. Kişiliği oturmamış, kendini tamamlayamamış yetişkinlerde de sadece kendi istekleri ve ihtiyaçları varmış gibi şımarıkça davranışlar görülmektedir.
Anne babalar çocuklarını çok sevmekle her isteğine tamam demek arasındaki ince çizgiyi bazen karıştırılabiliyor. Oysaki çocukların sağlıklı kişilik gelişimi için anne babaların doğru bir şekilde davranmaları çok önemlidir.
Doğru anne baba davranışlarına bakalım;
*Öncelikle çocuklara karşı sabırlı olunmalıdır. Bıkkınlıkla veya uğraşmak istemeyip te her istediğine tamam denilmemeli. Çocuğun öfke nöbetleri ve ağlamaları karşısında pes etmeden dik durulmalı.
*Çocuğun isteklerine kızgınla sürekli hayır denilmemeli. Eğer hayır denilecekse de nedeni açıklanmalıdır.
*Çocuklara sınırlar, kurallar konulmalı ve bu konuda tutarlı davranılmalıdır.
*Ağlayan çocuğa dayanmak hiç kolay değil ancak onun iyiliği için ağlamakla veya öfkeyle istediği şeyin olmayacağın belirtilmeli.
*Çocukların başarıları takdir edilmeli ancak abartmadan yapılmalı.
*Küçük yaşlarda çocuklar doğru karar veremeyeceği için aşırı demokratik tutumla her kararı çocuğun kendisine bırakılmamalı.
*Dünya çocuklara göre şekil alamayacağına göre çocukları dünyaya hazırlamak ve bazen zorluklarla mücadele etmesine fırsat tanımak önemli. Problem çözme becerileri gelişen çocuklar daha mutlu ve başarılı olmaktadırlar.
Sevgili ebeveynler;
Çocukları çok severken isteklerinin esiri olmamaya özen göstermek gerek.
İlgiyi eksik etmeden ilgisizliğe de düşürmeden dozunu ayarlamak gerek.
Evet ve Hayır kelimelerini doğru yerde ve doğru zamanda kullanabilmenin, çocuklarınızla aranızda kurulacak etkili iletişimin önemli şifrelerinden olduğunu bilmekte fayda var.
Özgüvenli ama şımarık değil, mutlu ama “hayır” kelimesiyle barışık, ne istediğini bilen ve kendinden emin nesiller yetiştirebilmek dileğiyle…
HAFTANIN ÖNERİSİ: Bu hafta çocuklarla aranızdaki ilgi ve sevgi ağını gözden geçirmekte fayda var. Aşırı ilgili misiniz yoksa ilgisiz misiniz? Çocuklarınızda şımarıklık var mı? Varsa tespit edip bir an önce tedbir almak önemli.