Kalpler hırsız gibidir, yanındakinin ahlakını çalar. (İmam Gazali)
Son günlerde çoğu anne babanın dertlendiği, çocuklarla ilgili bazı durumları benim gibi birçoğunuz duyuyorsunuzdur: Çocuklar bizi dinlemiyor, çocuklar sorumluluk almıyor, çocuklar ekranlardan ayrılamıyor, çocuklar kötü alışkanlıklara eğilimli, çocuklar yanlış kişilerle arkadaş, çocuklar çocuklar… Bu şikayetler uzar gider. Ancak bu şikayetler bir gerçeği asla değiştiremez. Çocuklarla ilgili sorunlar söz konusu olduğunda öncelikle kişiler anne babalıkla ilgili tutum ve davranışlarını gözden geçirmelidirler. Çünkü çocuklar anne rahmine düştükleri andan itibaren yetişkinliğe kadar farklı bir durum olmadığı sürece, en çok anne ve babayla vakit geçirirler ve ilk eğitimlerini aileden alırlar. Erken çocukluk dediğimiz, kişiliğin temellerinin atıldığı; sosyal becerilerin, kişisel özelliklerin ve birçok değerlerin kazanıldığı çok kritik olan bu dönemde, ilk iletişimin başladığı yer ailedir ve çok önemli etkilere sahiptir. İlerleyen zamanlarda sosyal çevrenin de etkileriyle inşa edilen yaşam deneyimlerinin hepsi erken çocukluk döneminde kazanılan davranışlarla harmanlanmaktadır. Yani temel değişmez ancak her yeni deneyimi de etkiler. Çocuklarda tıbbi bir rahatsızlık olmadığı sürece, sergilediği tüm davranışların kaynağı; büyük oranda anne baba tutumlarıdır, denilebilir. Anne baba tutumlarını daha önce detaylıca yazmıştım, ancak hatırlatmak amacıyla kısaca bahsetmek isterim:
OTORİTER TUTUM: Anne babanın aşırı kontrolcü davranırken çocuğun ilgi istek ve ihtiyaçlarının yok sayıldığı bir tutumdur. Anne babanın İstedikleri olmadığında çocuk cezalandırılır. Bu aile ortamında yetişen çocuklar bağımlı, itaatkar ve zayıf kişiliğe sahip, kaygılı, stresli ve öz güveni düşük olabilmektedir.
İLGİSİZ TUTUM: Anne babaların çocukların isteklerini görmezden gelerek ihtiyaçlarına karşı duyarsız davranmalarıdır. Bu aile ortamında yetişen çocuklar, ilgi çekmek için ve varlığını ispatlamak için çeşitli uyumsuz davranışlar gösterebilirler. Saldırgan, iletişim eksikliği yaşayan ve öz güveni düşük bireyler olabilirler.
AŞIRI İZİN VERİCİ TUTUM: Çocukların tüm isteklerinin yerine getirildiği, hiçbir sınır ve kuralın olmadığı, çocukların söz sahibi olduğu aile yapısıdır. Bu aile ortamında yetişen çocuklar sorumluluk almayan, sosyal açıdan sorun yaşayan, doğruyu yanlışı ayırt edemeyen bireyler olabilirler.
TUTARSIZ TUTUM: Anne babalar aşırı hoşgörülü ve otoriter bir duruşun arasında gider gelirler. Çocuk onaylanan davranışın ne olduğunu anlayamaz ve sorun yaşar. Bazen de ebeveynlerin kendi arasında tutarsızlık vardır. Birisinin yanlış bulduğunu diğeri doğru bulabilir. Bu tutuma maruz kalan çocuklar karar veremeyen, diğer insanlara karşı güvensiz, dengesiz, isyankar bireyler olabilir.
AŞIRI KORUYUCU TUTUM: Anne babaların çocuklarını aşırı derecede koruyarak, kontrol ettiği bir durumdur. Çocukların yerine her şeyi anne baba yapar ve çocukların deneyim yoluyla öğrenmeleri kısıtlanır. Bu aile ortamında yetişen çocuklar kararsız, kendi işini yapabilecek beceri ve yetenekleri gelişmemiş, kendini savunamayan bireyler olabilirler.
MÜKEMMELLİYETÇİ TUTUM: Anne babaların kendi potansiyellerine bakmadan çocuktan üst düzey beklentilere girmeleridir. Hata kabul etmezler. Bu ailede yetişen çocuklar hep başarı odaklı olduklarından, sıklıkla hayal kırıklıkları ve yetersizlik duygusu yaşayabilirler. Değersizlik hissi ve beceriksizlik olabilir.
DEMOKRATİK TUTUM: Anne baba tutumları arasında en sağlıklı olanıdır. Çocuğa karşı hoşgörülü, güven verici ve destekleyicidir. Koşulsuz sevgi ve saygı vardır. Anne babaların davranışları tutarlı ve kararlıdır. Çocuklara sorumluluk verirler ve kendisini ifade edeceği ortamlar sunarlar. Bu ailede yetişen çocuklar; sosyal duygusal açıdan yeterli, işbirlikçi, öz güvenli, yaratıcı, bağımsız kararlar verebilen, sorumluluk sahibi, insanlara güvenen ve sevebilen kişiler olurlar.
https://tegm.meb.gov.tr/dosya/okuloncesi/Annebaba%20Tutumlar%C4%B1.pdf (30/07/2025,saat:13:30)
Yapılan birçok araştırma göstermiştir ki, anne babaların çocuklarına karşı sergiledikleri tutumlarını, kendi yetiştirilme tarzları ve psikolojik durumları etkilemektedir. Bu nedenle anne baba tutumları çocukların kişiliklerinin yanı sıra onların ileride anne babalık tutumlarını da şekillendiren önemli bir faktördür.
Görüldüğü üzere çocuk yetiştirmek başlı başına bir sanattır aslında. Kusursuz olmaz elbette, ama elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak gibi çok anlamlı bir uğraşın ta kendisidir. Bu uğraşın içerisinde yeniliğe açık ve değişime ayak uyduran anne babalar çocuklarına bir adım daha yakın olabilenlerdendir muhtemelen. Günümüz koşullarında belki de en zor icra edilen şeydir anne baba olmak. Ama değişmez kurallar bu zorlukların üstesinden kolaylıkla gelebilmenin şifreleridir: Çocukları koşulsuz sevmek, onun farklı bir birey olduğunu kabul edip saygı duymak, yanlış yaptığında şefkat ve merhametle bağışlamak, ona karşı sabırlı olmak, anne babalığın karşılığında çocuklardan sürekli itaatkar olmalarını beklememek.
Unutmayalım ki, çocuklar anne babanın aynasıdır. Sevmeyi-sevilmeyi, sabrı, merhameti ve bağışlamayı, şiddeti, bağırmayı, yalan söylemeyi, ekran başında uzun uzun zaman geçirmeyi, hepsini evde gördükleri gibi kodlayarak davranışa dökerler. Çocuklar kendine ve başkalarına güvenmeyi, anne babanın verdiği değerle kazanır. Sorumluluk almayı anne babanın verdiği basit görevlerle öğrenir. Sevmeyi anne babanın koşulsuz sevgisiyle öğrenir. Doğru kararlar vermeyi edindiği yaşam becerileriyle başarır. Sorunlarla başa çıkmayı, karşılaştığı problemleri çözmesi için sunulan imkanlarla öğrenir. Ancak maalesef ki, günümüzde birçok anne ve baba kaç yaşına gelmiş çocukların ödevlerini hatırlatan, yemeğini ayağına kadar götüren, odasını toplayan ve en ufak sorunda dahi çocuktan önce davranıp onun yerine çözerek çocukları hayata hazırlama ve doğru eğitim verme gerçekliğinden uzak bir tutumun içerisinde uğraş veriyorlar. Ama günün sonunda hep şikayet edenler de maalesef ki, çocuklarını cam fanuslarda tutan bu anne babalar olabiliyor.
Sevgili anne babalar,
Çocuklarınızla aranıza hiçbir öfke, kırgınlık ve kızgınlığın girmesine müsaade etmeden, güvene dayalı sevgi dolu bir bağ kurmak çok kıymetli. Bu hem anne babayı mutlu eder, hem de çocuklarda öz güven ve aidiyet duygusunu geliştirir. Unutmayınız siz ne kadar kendinizle barışık ve mutluysanız, eşler birbiriyle ne kadar tutarlı ve doğru iletişim içerisindeyse; çocuklar da o kadar mutlu, özgüveni yüksek, aile içerinde aidiyet duygusu gelişmiş sağlıklı birer birey, yetişkin ve ebeveyn olurlar…
Çok bilindik bir sözle sonlandırmak istiyorum:
Unutmayınız!
Çocukların nasihate değil, doğru rol modele ihtiyaçları var. Ne ile meşgulseniz siz o’sunuz, siz ne iseniz evlatlarınız da o’dur. Sevgiyle beslenmiş, sağlıklı ruhlara sahip, güzel yürekli evlatların ebeveynleri olabilmek dileğiyle…
HAFTANIN ÖNERİSİ: Bu hafta en çok zaman harcadığınız işler ve en çok vakit geçirdiğiniz kişileri tespit ederek yanlış olan her şeyden ve herkesten nazikçe uzaklaşmak iyi bir adım olabilir. Hangi anne baba tutumuna uygun davrandığınızı da analiz etmeyi unutmayınız.