“Öğrenme tekrarla olur,” diyoruz ve kaçınılmazdır da diyebiliriz…

Tekrar olacak ama insan hayatında on yıllar çok görünse de toplum hayatında on yıllar kısadır diye bir anımsama da yapabiliriz.

Bir anımsama daha yaparak konumuza geçelim; özellikle emperyalist ülkeler elli-yüz yıllık planlar yaparlar ve gerçekleştirmek için taktikler belirlerler.

ABD, her ne kadar üye ülkelerin ve özellikle de askeri anlamda birlikteliğini sağlamak, üye ülkelere yapılabilecek saldırılara karşı topluca birlik olunacak ve saldırılar göğüslenecek vb. gibi açıklamalarla başladı ise de zaman gösterdi ki savunulması gereken tek gücün ABD olduğu ARKA planı ortaya çıktı.

NATO, ABD talebiyle, isteğiyle ve yönlendirmesiyle kuruldu. Birleşmiş Milletler örgütü de öyle…

Öz olarak, ortak ülkelerin çıkarları ve hatta ezilen dünya ülkelerinin çıkarlarını savunmak amaçlı görünse de gerek NATO ve gerekse Birleşmiş Milletler esasında ABD çıkarları doğrultusunda hareket etti ve etmektedir.

Tek kutuplu dünya dediğimizde aklımıza gelen ABD, günümüzde etkinliğini kaybetmektedir. Öyle ki Fransa cumhurbaşkanı önceki yıl “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir,” bile diyebilmiştir.

Peki Birleşmiş Milletler?

Her ne kadar zaman zaman üye ülkeler çıkarına davranmaya çalışıyor görünse de öz olarak ABD güdümlü olduğu bir gerçekliktir. (Son toplantıda, İsrail’in SOYKIRIM yaptığı kararı açıklanmış olsa da tutumu değişmemiştir. Çünkü tercümeli olarak söyleyelim, “Ayînesi iştir kişinin lafa bakılmaz” değil mi?)

Oysa dünya tek kutupluluktan çıkmıştır ve çok kutupluluğa doğru yürümektedir. ABD’nin dünya hegemonyası çökmüştür ve BRİSC, ŞİÖ örgütlenmeleri gelişmekte, güçlenmekte, dünya halkları açısından paylaşımcı bir yapıyla yürümektedir. Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika ülkeleri, İran gibi Atlantik’ten bağımsız, Avrasya ağırlıklı ülkelerin, halklar ve milletler lehine örgütlenmeleri artık bir zorunluluk haline gelmiştir.

Önceki gün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaşamın getirdiği bu zorunluluğu ifade etmek zorunda kalmıştır; “Türkiye, ABD ve İsrail yıkıcılığına karşı Rusya, Çin, Türkiye ittifakını yaratmak zorundadır,” demiştir. Anlamı;

1) Artık dünya tek kutuplu değildir.

2) Türkiye’nin yeri Avrasya’dır.

3) Saldırganlar ABD-İsrail’dir.

“Zorunluluklar” insanı söyletir. Bazen bilerek ve isteyerek ve bazen de farkına bile varmadan… Dileğimiz farkındalıkla yapılmış olmasıdır…

NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiş ise, Birleşmiş milletler lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyorsa, zenginlikler Avrasya’da toplanıyorsa, Yunanistan’dan başlayan, Ukrayna ile devam eden, Irak, Suriye, Güney Kıbrıs Rum kesimi ile ve hatta İsrail Başbakanı katil Netanyahu’nun söylemleri ile süren eşkıyalık varken; yerimiz açık, net ve kesin biçimde Avrasya’dır ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin söylediğine yapacağımız bir ekleme ile Çin, Rusya, Türkiye ve İran birlikteliği zorunluluktur!

Hayat böyle bir şey işte; Söyletir!