Mükemmeliyetçilik kavramı son dönemlerde hepimizin hayatında duyduğu veya birebir karşılaştığı durumlardan biri haline geldi. İnsanın kusursuz olma, hata yapmaktan aşırı derecede endişe duyması ve bu sebeple bir işi yaparken veya bir konu hakkında aşırı gayret göstermesine deniyor. Özellikle çalışan veya eğitim döneminde olan kişilerin çok sık yaşadığı bu durum beklenmedik bir şekilde hayatımızı oldukça etkileyebiliyor. ‘Her şey mükemmel olmak zorunda, eğer olmazsa başarısız olurum’ gibi düşünceler zihnimizde dolaştıkça, mükemmeliyetçiliğin bizimle beraber olduğunu anlayabiliriz.

Mükemmeliyetçilik kimi zaman tek başına görünürken kimi zaman da bazı durumlarla eş bir şekilde ilerleyebiliyor. Örneğin; mükemmel olma çabası içerisinde bulunan bir insanın ertelemeyi de çok fazla sergilediği zamanlarla karşılaşabiliriz. Bunun sebebi bireyin işi mükemmel yapma arzusundan dolayı çok vaktini alacağını bilmesi ve mükemmel yapamazsa yaşayacağı kaygıdan çekinmesi nedeniyle yapacağı işi sürekli olarak ertelemesidir. Ertelenen iş en sonunda süresi geçmiş bir hale geliyor veya tamamen rafa kaldırılıyor. Bu noktada bireyin hayatı mükemmeliyetçilik yüzünden negatif yönde evrilebiliyor. Bu iş bir okul ödevi, teslim edilmesi gereken bir iş veya sunum olduğu zaman kişinin performansı da düşüyor ve bu başkaları tarafından fark edilebiliyor. Çevremize baktığımızda başarılı ve üretken insanların bu mükemmel olma özelliğinden dolayı kendi performanslarını yeterince ortaya koyamadıklarını çok görüyoruz. Ortaya koyulamayan performans başarısızlık duygusunu ve vazgeçmeyi beraberinde getiriyor. Mükemmeliyetçilikten başlayan yol beklenmedik bir şekilde ilerleyebiliyor.

Mükemmeliyetçilikle ilgili çok sık duyduğumuz bir soru da var. Bunun bana faydası hiç yok mu? Aslında var ancak tamamen nasıl yönettiğimizle ilgili bir durum. Bir insan kendi duygu, düşünce ve davranışlarını yani benliğini çok iyi tanıdığında onu etkileyebilecek durumlara karşı daha temkinli yaklaşabiliyor ve gelebilecek etkiyi dengede tutabiliyor. Mükemmeliyetçiliğini bilen bir kişi de bunu işine yarayacak alanlarda kullanabilir. Az önce sözünü ettiğimiz iş ve okul performansını pozitif yöne çevirerek, işlerini olabilecek en iyi şekilde teslim edebilir. Buradaki kritik nokta zaman yönetimi yapabilmek. Ertelemecilik durağında takılmadığımız sürece iş ve okul başarımızı arttırabiliriz. Hatta daha genel bir çerçeve ile bakarsak kafamıza koyduğumuz her şeyi yapabilmemizi de sağlar! Hayallerimiz ve hedeflerimize ulaşmada kararlı olmamızı destekler ve bizi onlara ulaştırır. Motivasyonu arttırarak kendimizi geliştirmemize fırsatlar tanır. Bu nokta tam olarak mükemmel olmayı hayatımızın neresine koyduğumuz ve onu nasıl anlamlandırdığımızla ilgili.

Bize hem faydası hem zararı olan mükemmeliyetçiliği yönetme konusu en önemlisi. Yönetemediğimiz her şey bize zarar verebilir. Bunun içinde belli birkaç teknik ile kendi kendimize yardımcı olabiliriz. Bana göre en çok faydası olan şeylerden birisi zaman yönetimi yapmak ve planlı olmak. Gerekirse işleri sıraya koymak, saatler belirlemek ve bu akışa uymak. Bunun için haftalık planlayıcı kullanılması sizi oldukça destekler. Bu planlayıcıların göz önünde olan bir yerde bulunması da motivasyonu arttırarak mükemmeliyetçiliği bir sıra geriye gönderir. Bir de mükemmel olamazsam düşüncesinin yarattığı kaygı ve stres ile başa çıkabilmek ve düşüncelerimize kapılıp gitmemek... Başarısızlık, kusursuzluk ve hata içeren her düşünce aklımıza geldiğinde hedefleri belirlemek ve onlara göre hareket etmekte oldukça faydalı olacaktır.

Kendi kendinize denediğiniz bu yöntemlerin yetersiz kaldığını düşündüğünüzde bir terapi desteği almak en doğrusu olacaktır. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapinin mükemmeliyetçilik üzerinde oldukça etkisi vardır. Terapi süreci sizin başa çıkma mekanizmalarınızı geliştirecek ve yardımcı olacaktır.