Hayatta birçok insan hayat amacını düşünmeden ve belirlemeden yaşamını sürdürüyor. Hayatının anlamını bulmaya çalışmıyor veya kimi zamanda arasa da bulamıyor. Amaçsız ve anlamsız bir yaşam sürdürmekte insanların psikolojik olarak olumsuz bir duygu durumuna geçiş yapmasına neden olabiliyor. Psikoterapilerin de konusu olabilen bu başlık aslında yaşantımızın her anını etkiliyor. Hayat amacı ve anlamını oluşturan temel birkaç unsur bulunuyor. Bunlar istek, ideal ve hedeflerimizdir. İstek denildiğinde kast edilen hepimizin bildiği üzere dileklerimiz ve arzularımızdır. Arzuladığımız ve istediğimiz şeyleri gerçekleştirmek için bir çaba göstermeye başladığımızda ise ideallerimizi oluşturmuş oluruz. En sonunda da ortaya çıkan gerçekleştirmek ve ulaşmayı amaçladığımız asıl şey olan hedeflerimizdir. Baktığımızda bir hayatı anlamlandırmak için birkaç adımlı bir yoldan geçiyoruz gibi düşünebiliriz. Bundan birkaç sene sonra kendinizi nerede görüyorsunuz veya görmek istersiniz? Sizin için hayatı anlamlı kılan nedir? Hayattan beklentiniz nedir? Sizce sizin bu dünyadaki rolünüz nedir? Çok sık kullandığım bu soruları okurken duraksadığınızı veya bilmiyorum dediğinizi hissediyorum… Çoğumuz bunları hiç düşünmeden yaşıyoruz. Aslında biz bu soruların cevaplarını bulamadığımız zaman psikolojik olarak bunalımı da beraberinde getiriyoruz. Bunun nedeni; istek, ideal veya hedefi olmayan birey mutsuzlaşır, özgüvensiz olur, hatta depresyon veya kaygı bozuklukları yaşamaya başlayabilir. Her insanın hedefleri birbirinden farklı olabiliyor. Kimileri akademik, iş hayatındaki hedeflere odaklanırken kimileri de daha manevi veya duygusal olan aile kurmak, mutluluğu yakalamak gibi hedeflere odaklanıyor. Bunların hepsi bizim için önemli elbet, ancak hedefin somut olmasının faydası olduğunu düşünüyorum. Zaten elde edilen somut hedefler; pozitif duyguları, mutluluğu ve iyi ilişkileri de beraberinde getiriyor. Peki nasıl hayatımızı anlamlandıracağız? Öncelikle bir hedefimiz veya amacımız olduğunda onu gerçekleştirmek için bir yol haritası çizmemiz gerekir. Onu çizebilmek için de motivasyona ihtiyaç duyarız. Motivasyonu olan birey hayattan keyif alır ve yaşama isteği duyar. Bu motivasyonla güçlü yanlarımızı keşfederiz, planlı oluruz. Planlı olurken de verim alırız ve sonucunda bilgi birikimi ile dolu, özgüvenli, yeterlilik kazanmış, sağlıklı bir zihne sahip olan bir birey haline geliriz. Gördüğümüz gibi burada aslında bir kısır döngü var. Her bir adım birbirini takip ediyor. Hedef veya amaç olunca motivasyon geliyor, motivasyonla planlar oluşuyor ve ortaya çıkan sağlam psikolojisi olan bir kişi oluyor. Hayatı anlamlandırmanın ve hedef koymanın mutlulukla doğrudan ilişkisi olduğuna inanıyorum. Çok basit görünen bu konu hayatımızı oldukça etkiliyor. Hayat amacımız kişiler arası diyaloglarda da konu haline gelmeli. Bazen bir başkasının hedefi bize ilham oluyor ve hayatımız değişebiliyor. Bu yüzden mümkün olduğunca bu konu üzerinde durulmalı, konuşulmalı hatta araştırılmalı. Şimdi bir defter ve kalem alın ve yukarıdaki soruların cevaplarını bulmaya çalışın. Sonra bunu diyaloglarınıza taşıyın. Bakın hayat birden anlamlaşacak mı?