Sizlere bir soru sormak istiyorum:

Mutlu musunuz ?

Cevap vermeden önce bir durun. Derin bir nefes alın ve düşünün. Gerçekten mutlu musunuz? Yoksa sadece hayatta kalmaya çalıştığınız için, mutluluğu da ertelemeye mi alıştınız?

Market alışverişinde fiyatları görünce mutlu musunuz? Yoksa başınızı mı çeviriyorsunuz?

Ay sonunu getirebilmek için yaptığınız hesaplarla matematik uzmanı olma yolunda ilerliyor musunuz?

Maaşınız cüzdanınıza girmeden buhar oluyor, mutlu musunuz?

Ocak ayında aldığınız maaşla bugün alabildiğiniz ürünlerin listesini bir çıkarın mesela. Karşılaştırın. O çok konuşulan “zamlar” acaba size refah getirdi mi?

Gençler, umudu bavula sığdırıp havaalanına koşarken; çocuklar, beslenme çantalarında bir öğünü paylaşmak zorunda kalırken; sokakta mutsuz, yorgun ve gergin yüzler çoğalırken…

Siz mutlu musunuz?

Televizyon ekranlarından ya da sosyal medyadan izlediğiniz farklı coğrafyalarda, Ortadoğu’da, her gün çocuklar ölüyor. Bombalar düşüyor, anneler toprağa evlatlarını gömüyor, şehirler yerle bir oluyor. Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta, İran'da ve daha nicelerinde savaş, yıkım ve ölüm sıradanlaştı. Dünyanın gözü önünde yaşanan bu trajedilere sessiz kalmanın yükü hiç mi ağır gelmiyor? O çocukların yerinde sizin çocuğunuz olsaydı, mutlu olabilir miydiniz?

Eğitime, sağlığa, adalete güveniniz tam mı? Sosyal medyada gördüğünüz lüks hayatlara mı şaşırıyorsunuz, yoksa sinirleniyor musunuz?

Aile yapılarımız parçalanıyor farkında mısınız?

Yönetenlere güveniniz kaldı mı? Yoksa “Zaten bir şey değişmez” mi diyorsunuz?

Sıradanlaştırılmış krizler içinde yaşamayı mı öğrendik, yoksa artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz diye mi susuyoruz?

Bir zamanlar “gelecek” dediğimiz şey, bugün geldi. Sonumuz hayır olsun.

Biz yine de soralım:

Mutlu musunuz?

Eğer mutsuzsanız, hâlâ umut var demektir. Çünkü mutsuzluk, sorgulamanın ilk adımıdır. Sorgulayan insan, değiştirebilir. Sessizlikle değil, dayanışmayla; kabullenmekle değil, direnmekle gelir değişim.

Hatırlatmak isterim ki, sizin gibi düşünen milyonlarca insan var ve bir araya geldiğimizde, bu karanlık tabloyu değiştirmek mümkün. Yeter ki birbirimize kulak verelim, yüzümüzü hakikate çevirelim. Belki o zaman gerçekten mutlu olabiliriz.