İnsan doğduğu günden itibaren dünyayla ve diğer insanlarla ilişki kurmaya başlar. Bu ilişki kimi zaman sözel kimi zaman sözsüz olur. Bu ilişkiyi sağlayan en önemli unsur iletişimdir. İletişim; kendimizi ifade etmemize, ihtiyaçlarımızı dile getirmemize ve en önemlisi sosyalleşmemize olanak sağlar. Ancak bazı durumlarda bazı bireyler iletişim kurmakta sıkıntı yaşarlar. Bunun birçok nedeni olabilmekle beraber en sık karşılaşılan neden psikolojik boyutudur. Psikolojik bazı rahatsızlıklar insanların birbirleriyle ilişki kurmasını zorlaştırıyor hatta engel de olabiliyor.
Bu rahatsızlıklardan birisi de Sosyal Anksiyete bozukluğu, bir diğer adıyla Sosyal Fobidir.
Sosyal fobi, bireylerin toplum içerisinde yaşadığı kaygıyı ifade etmektedir. Buna sahip olan bireyler toplum içine girdikleri zaman yanlış bir şey söyleme veya rezil olma korkusuyla baş etmeye çalışırlar. Başkalarının onu izlediği zamanlarda, performans ile ilgili bir durum sergileyecekleri zaman, sunum yapmak, toplum içinde konuşma gibi durumlarda bireyler yoğun bir kaygı yaşarlar ve bunu fizyolojik olarak da hissederler. Sosyal fobi bazen öyle bir boyut alır ki insanlar içerisindeyken birey yemek yiyemez hale gelebilir. Karşısındaki insanlara karşı hata yapma olasılığını hep düşünürler ve bu hatanın sonucunda diğerlerinin onla alay edeceğine inanırlar.

Bireyin zihninde dolaşan bu düşünceler hayatını kısıtlamakta ve bireyi çok
zorlamaktadır. Sosyal fobi biyopsikososyal nedenlerin bir araya gelmesiyle oluşmakla beraber kişide özgüvensizlik, yetersizlik, yalnızlık gibi durumların oluşmasına da neden olmaktadır.
Peki sosyal fobi kişiler arası ilişkilerimizi nasıl etkiler? Söz ettiğim kaygılarla yaşayan bireyler bir süre sonra bu kaygıyı yaşamamak için kaçınma davranışlarında
bulunabilirler. Yani insanlarla iletişimlerini minimum seviyeye indirerek konuşmaktan, sosyal ortamlardan kaçınırlar. Kimi zaman evden çıkamaz bir noktaya gelirler. Bir ilk buluşmaya gitmek, yeni bir işe girmek, okul ortamında bir ödev sunumu yapmak onların kaygılarını çok fazla arttıracağı için mümkün olduğunca diğer insanlardan uzak bir yaşam sürmeye başlarlar. Bu çerçevede oluşturulan bir yaşamda bireyin kişiler arası ilişkilerini zedeler. Romantik veya arkadaş ilişkisi kurmasının önüne geçer. Hayatta elde edebileceği birçok başarıdan da alıkoyabilir. Örneğin, iş görüşmesine gidemez, akademik gerekliliklerini yerine getiremez. 


Kısacası bireyi günden güne yalnızlaştırarak ilişkilerini sonlandırmasına ve yeni ilişkiler başlatamamasına sebep olur.
Sosyal fobinin çocukluktan yetişkinliğe doğru uzanan bir gelişimi vardır. Çocukluk döneminde iken çocukların kendi yaşıtları ile ilişki kuramaması ve sadece kendinden büyük ya da küçük diğer bireylerle arkadaşlık kurması onun ilerleyen yaşlarında geliştireceği sosyal ilişkilerin önüne geçer. Kendini akranlarının yanında nasıl ifade edeceğini bilmeyen birey yetişkin olduğunda da fikirlerini dile getirme, kendini açıklama veya ilişki başlatma konusunda sosyal anksiyete yaşar. Bu yaşanan anksiyete ise bireyi bir çevre edinememe ve yalnızlaşmaya doğru götürür.
Sosyal Anksiyete Bozukluğunu yenmek için insanlar birçok yol aramaktadır. Bu noktada en doğru karar bir uzmandan destek almaktır. Uzman desteği ile bu durumdan nasıl kurtulacağınızı öğrenebilir ve hayat kalitenizi arttırabilirsiniz.