Aziz Nesin yıllar önce halkın kolayca aldatıldığını anlatmak için şu meşhur sözünü söylemişti:
“Bu memlekette eşek yok mu?”
Bu söz, bir hakaret değil, bir uyarıydı. Çünkü Aziz Nesin şunu çok iyi biliyordu:
Korku + cehalet + umut sömürüsü = Kandırılmaya hazır toplum.
Bugün Türkiye’ye baktığımızda, bu sözün hâlâ geçerli olduğunu görüyoruz.
Televizyonlar sabah akşam korku pompalıyor:
— “Şunu yapmazsanız felaket olur, bizi seçmezseniz ülke biter!”
Ekonomi yerle bir olmuş, ama ekranlarda başka bir masal anlatılıyor:
— “Sabredin, yakında uçacağız!”
Sosyal medya yalanlarla dolu, umut tacirleri her yerde… Ve halk hâlâ sorgulamadan inanıyor.
Bu durum, tam da şu hikâyeyi hatırlatıyor:
Bir şoför, arabasıyla yolda gidiyormuş. Yolda bir yolcu almış. Adam arka koltuğa oturmuş. Şoför sormuş:
— Hemşerim, kimsin, nereye gidersin?
Yolcu sakince cevap vermiş:
— Ben Azrail’im, canını almaya geldim.
Şoför gülmüş:
— Sen mi Azrail’sin? Senin gibi Azrail olur mu?
Yolcu yine sakin:
— Daha önce Azrail gördün mü ki tarif ediyorsun? İnanmadın bana, öyle mi?
Şoför:
— Yok, inanmadım.
Yolcu:
— O zaman 200 metre ileride bir yolcu daha alacaksın.
Gerçekten de 200 metre sonra bir yolcu daha binmiş, bu da ön tarafa oturmuş. Şoför öndekine dönmüş:
— Yahu şu arkadaki herif bana Azrail’im diyor. Görüyor musun?
Öndeki arkaya bakmış:
— Abi arkada kimse yok ki!
Şoför dönüp bakmış, hâlâ orada oturuyor. Arkadan ses gelmiş:
— Gördün mü, öndeki beni ne duyabilir ne de görebilir.
Şoför’ün dizlerinin bağı çözülmüş, beti benzi atmış. Arkadan ses yine gelmiş:
— Arabayı kenara çek, iki rekât namaz kıl, sonra da canını alacağım.
Şoför korkudan titreyerek arabayı kenara çekmiş, inmiş, daha secdeye varmadan…
Sonra ne olmuş biliyor musunuz?
Adamlar arabayı aldığı gibi kaçmış!
Bu fıkrada şoför halkı, Azrail kılığındaki dolandırıcılar ise korku ve umut satıcılarını temsil ediyor. Korkutuyorlar, “bak felaket geliyor” diyorlar, “bize teslim ol” diyorlar. Halk panikliyor, teslim oluyor, sonunda arabasını, yani geleceğini kaybediyor.
Bugün de durum farklı değil. Seçim zamanı birileri çıkıyor:
— “Bizi seçmezseniz ülke biter!”
Halk korkuyor, oyunu veriyor.
Sonuç? Araba yine gidiyor.
Ekonomi çökmüş, ama birileri masal anlatıyor:
— “Sabredin, çok yakında uçacağız!”
Halk inanıyor, bekliyor.
Sonuç? Uçan tek şey fiyatlar oluyor.
Medya gece gündüz aynı hikâyeyi anlatıyor, alternatif sesler susturuluyor. Çünkü gerçeği gören azınlık ne söylerse söylesin, halkın hayali Azrail’e olan inancı daha baskın.
Bugünün Türkiye’sinde “Azrail” kılığında dolaşan çok. Kimi korku satıyor, kimi sahte umut. Ama hepsinin hedefi aynı: arabayı, yani bu ülkenin emeğini, kaynaklarını, geleceğini ele geçirmek.
Aziz Nesin’in dediği gibi:
“Bu memlekette eşek yok mu?”
Var… Hem de çok. Çünkü hâlâ aynı numaralara kanıyoruz, hâlâ kendi geleceğimizi korkularımıza teslim ediyoruz.
Ve biz hâlâ soruyoruz:
“Yahu arabamız nereye gitti?”
Adamlar ise çoktan arabayı almış, yeni kurban arıyor…