Kelenderis’in kıyıya yakın sular altındaki liman kalıntıları, sütun temelleri, taş döşemeler ve mozaiklerle dolu benzersiz bir arkeolojik alan oluşturuyor. Antik dönem boyunca Akdeniz ticaretinin önemli duraklarından biri olarak kullanılan bu kent, hem karadan hem de denizden gelen kültürlerin birleştiği stratejik bir noktada yer alıyordu. Bugünse, bu sessiz su altı mirası yalnızca dalgıçlar, arkeologlar ve birkaç meraklı araştırmacı tarafından biliniyor.

Batık liman yapıları arkeolojik izlerle dolu

Kelenderis, M.Ö. 7. yüzyılda Rodoslu ve Sami göçmenler tarafından kurulan bir liman kentidir. Antik kaynaklarda, kentin özellikle kereste, zeytinyağı ve seramik ihracatında önemli bir ticaret noktası olduğu belirtilir. Mersin’in Aydıncık ilçesi sınırlarında bulunan bu kent, yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlerin egemenliği altına girmiş; Hitit, Pers, Roma ve Bizans dönemlerinde aktif olarak kullanılmıştır.

Arkeolojik kazılarla tespit edilen liman yapıları, denizin kıyıya yakın bölümlerinde hâlâ görülebilmektedir. Özellikle gün batımı saatlerinde suyun altındaki taş döşemeler ve sütun temelleri net şekilde fark edilebiliyor. Bu kalıntıların bir kısmı, Roma dönemine ait liman yapısının ana iskelesini oluşturmaktadır. Antik taş blokların düzenli yerleşimi, dönemin mühendislik bilgisi hakkında önemli ipuçları sunuyor.

Su altı yapıları arasında dikkat çeken unsurlardan biri de mozaik döşemeler. Bu mozaiklerin bazı bölümleri bugün bile renk ve desenlerini koruyor. Deniz suyunun altında bu denli net biçimde korunmuş mozaiğe Türkiye kıyılarında çok az rastlanıyor. Bu durum, Kelenderis’in yalnızca ticari değil, aynı zamanda sanatsal ve kültürel bir merkez olduğunu gösteriyor.

Mozaikler ve kıyıya gömülü şehir izleri hâlâ araştırılıyor

Kentin en çok ilgi çeken bölümlerinden biri, 1990’lı yıllarda yapılan kurtarma kazılarında ortaya çıkarılan liman mozaikleri. Bu mozaiklerde çeşitli deniz canlıları, geometrik desenler ve ticari semboller betimlenmiş durumda. Kazılarda görev alan uzmanlara göre, bu mozaikler yalnızca estetik amaçla yapılmamış; aynı zamanda kente gelen denizciler için yönlendirme ve sembolik mesaj taşıyan işaretler olarak da işlev görmüş olabilir.

“Yüreğini Ortaya Koy!” Çağrısı Mersin’de Gençleri Harekete Geçirdi!
“Yüreğini Ortaya Koy!” Çağrısı Mersin’de Gençleri Harekete Geçirdi!
İçeriği Görüntüle

Bugün mozaiklerin büyük bölümü yerinde korunuyor. Üzeri koruyucu cam panellerle kaplanmış olsa da, bazı bölümler hâlâ denizin etkisine açık halde. Alanın büyük kısmı ziyaretçilere açık değil, ancak sınırlı bölgelere düzenli gezi turları düzenleniyor. Suyun içinden görülebilen mozaik parçaları ve liman temelleri, bölgeye gelen ziyaretçilere nadir rastlanan bir arkeolojik deneyim sunuyor.

Mersin Üniversitesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ortak yürütülen araştırmalarda, batık liman yapılarının çevresinde daha geniş bir ticaret ve konut ağına dair izler bulunduğu belirtiliyor. Antik limanın iç kesimlerine doğru yapılan jeofizik taramalarda, çok sayıda yapı temeline ve amforalara ait kırık parçalarına rastlandığı bildirildi. Bu durum, su altındaki arkeolojik alanın henüz tam anlamıyla keşfedilmediğini ve yeni kazılarla daha fazla bilgiye ulaşılabileceğini ortaya koyuyor.

Az bilinen bir miras: Turizm rotalarına hâlâ girmedi

Kelenderis Antik Kenti’nin su altındaki bölümleri, hâlâ geniş çaplı tanıtım kampanyalarının dışında kalmış durumda. Mersin’in sahil turizmi içinde yer alan Aydıncık ilçesi, bölgesel olarak ziyaretçi çeken bir alan olsa da, bu eşsiz batık kent kamuoyunda yeterince bilinirliğe sahip değil. Oysa bölge, hem arkeolojik miras hem de görsel zenginlik açısından önemli bir potansiyel barındırıyor.

Yerel yönetimler ve arkeoloji toplulukları, bu alanda koruma ve tanıtım faaliyetlerinin artırılması gerektiğini belirtiyor. Özellikle sürdürülebilir turizm çerçevesinde planlanacak su altı yürüyüş yolları, rehberli turlar ve dijital tanıtım araçlarıyla Kelenderis’in bilinirliliğinin artırılabileceği değerlendiriliyor.

Mersin kıyılarında, dalgaların hemen altında gizlenmiş bu antik kent, yalnızca tarih meraklılarının değil, arkeolojiye ilgi duyan tüm ziyaretçilerin dikkatini çekebilecek potansiyele sahip. Yüzlerce yıldır suların altında kalan liman yapıları ve mozaikler, geçmişin izlerini bugünün gözleriyle yeniden görünür kılmaya devam ediyor.

Muhabir: Haber Merkezi