1881 yılında Müzeyi Hümayun'un (İmparatorluk Müzesi) müdürlüğüne atanmasıyla Türk müzeciliği en
parlak dönemini yaşamaya başladı.
1883 yılında bugünkü adı Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olan Sanayi-i Nefise
Mekteb-i Alisi'ni ve İstanbul Arkeoloji müzesini kurdu.
Osmanlı döneminin ilk Türk Müze yöneticisidir.
Müzecilik alanında dönemin büyük bir zaafını fark ederek 1884'te o güne kadar hiç gündeme
gelmemiş olan ve çokça kayıp verilmiş olunan antik eserlerin yurt dışına çıkarılmasının yasaklanmasını
sağlayan Asr-ı Atîka Nizamnamesini çıkarttırıp yürürlüğe sokmuştur. Bu yasa 1973 yılına kadar
eserlerin korunması hakkında çıkarılan ilk yasadır.
İlk Türk arkeologdur.
Birçok önemli kazıya önderlik etmesine rağmen onu tarih sahnesinde arkeolog kimliği ile ön plana
çıkaran kazı Sayda'da (Lübnan) ortaya çıkarılan ve dünya başyapıtları arasında yer alan İskender
Lahdi'dir. İskender lahdide dahil, kazılarda bulunan birçok tarihi eser, bugün, kurucusu olduğu
İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
İlk Türk ressamlardan birisidir. Türk resminde ilk figürlü kompozisyonu kullanan ve resimde bu
anlamda bir akımı başlatan kişidir.
Türkiye'ye kazandırdığı pek çok yeniliğin yanında; yapmış olduğu sanat eserlerinin en ünlülerinden
biri ''Kaplumbağa Terbiyecisi'' tablosudur.
Bugün birçok yerde gördüğümüz fakat öyküsünü bilmediğimiz bir tablodur bu tablo.
O'nun düşüncesine göre eğer sanat dediğimiz şey (özellikle de resim sanatı) doğayı ve yaşamı bir
tasvir etme geleneği olduğu düşünülürse tasviri yapılan bu doğanın ve yaşamın ayrılmaz ve en önemli
parçası olan insanın (dolayısıyla figürün) resim sanatı içerisinde hak ettiği yere konulması
gerekiyordu. Bu yüzden birçok eserinde olduğu gibi kaplumbağa terbiyecisi adlı tablosunda kendisini
derviş olarak resmetmiştir.
Osman Hamdi Bey'i değerli kılan, yaşadığı dönem itibari ile yeniliğe ve gelişime olan tutkusudur.
Sadece askeri okulların bulunduğu bir dönemde resim sanatın geliştirebilecek herhangi bir kültürün
ya da oluşumun var olmadığını tespit edip bu boşluğu doldurmak için harekete geçmek örnek teşkil
edebilecek bir durumdur. Şüphesiz ki onun Arkeolog ve müzeci kimliği ile de kendi kültürel mirasına
ne denli önem verdiğini ve o mirası sonraki kuşaklara aktarma düşüncesi içerisinde olduğunu
görebiliriz.
Aydın olmanın, vatanını sevmenin, değerlerine sahip çıkmanın, üretmenin, yaratmanın yeri ve zamanı
yok.
Kendi döneminde birçok yeniliğe imza atan Osmanlı aydını Osman Hamdi Bey'i saygıyla anıyoruz.