UĞUROLA MERSİN, UĞUROLA TÜRKİYE…

Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde henüz 12 Dev Adam Almanya ile final maçını oynamamıştı.

Onların başarısı için de bir yazı kaleme alacağım.

2025 FIVB Kadınlar Dünya Voleybol Şampiyonası'nda Türk A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın dünya ikinciliği başarısı, gerçekten de çok önemli ve gurur verici bir gelişme. "Filenin Sultanları" lakabını hakkıyla taşıyan bu takım, son yıllarda elde ettiği başarılarla Türk spor tarihine adını altın harflerle yazdırıyor. Bu başarı, sadece voleybol için değil, genel olarak Türk sporu ve özellikle kadın sporcularımız için de bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir; birçok yönden anlamlı ve umut vericidir.

Dünya ikinciliği, bir son değil bir başlangıçtır.”

Filenin Sultanları”… Türk voleybolunun tartışmasız gururu.

Onlar sadece birer sporcu değil; kimi zaman Ay-Yıldızlı Amazonlar, kimi zaman Filenin Kraliçeleri, kimi zaman da Zaferin Kızları olarak sahada varlık gösteriyorlar. Her smaçlarıyla gökyüzünü delen Sky Spikers (Gökyüzü Smaçörleri), her blokta duvar ören Yıkılmaz Duvar misali rakiplerine geçit vermiyorlar.

Ancak hangi unvanla anılırlarsa anılsınlar, onların asıl adı artık tüm dünyanın dilinde: Türkiye’nin gururu “Filenin Sultanları”…

Bu sonuç, sadece sahadaki 12 oyuncunun değil; teknik ekibin, federasyonun, kulüplerin ile yıllardır altyapıda emek veren antrenörlerin, oyuncuların ailelerinin ve takımını hiçbir yerde yalnız bırakmayan voleybol severlerin ortak zaferidir.

EN ÖNEMLİ ÇIKARIM: KADINLAR ÖZGÜR OLDUĞUNDA HER İŞTE, HER YERDE BAŞARILI OLURLAR.

Türk Kadını için ÖZGÜVEN aşılayan bir olgudur bu Filenin Sultanlarının başarısı.

BU BAŞARI NEDEN ÖNEMLİ…

Uluslararası Alanda Güçlü Konum: Türkiye'yi voleybolda dünya sahnesinin en üst seviyesine taşıdı. Artık, sadece turnuvalara katılan bir takım değil, maçlardaki mücadele biçimi ve oyuncuların bireysel performansları ile her uluslararası turnuvaların iddialı ve madalya adayı bir ekibi haline geldi.

İlham Kaynağı: Bu başarı, genç kızlar ve kadınlar için büyük bir ilham kaynağı oldu. Sporla ilgilenen, profesyonel sporcu olmayı hayal eden binlerce genç kızımıza umut vererek, onların hayallerine ulaşabileceğini gösterdi.

Takım Ruhu ve Sinerji: Takımın birbiriyle uyumu, zor anlarda bile pes etmeyen mücadeleci ruhu ve antrenör Giovanni Guidetti'nin liderliği, bir takımın kolektif başarısının ne kadar güçlü olabileceğini kanıtladı.

Spor Politikalarına Etki: Altyapı programlarının desteklenmesi, kaynak ayrılması, kadın sporuna yatırım açısından bu tür başarılar genellikle karar vericilerin dikkatini çeker. Takımın teknik kadrosu, antrenman sistemi, milli takım organizasyonu vb. alanlar daha fazla görünürlük kazanır.

Voleybola Artan İlgi: Voleybol, basketbol ve futbol gibi daha popüler sporların gölgesinde kalırken, bu başarı sayesinde halkın ve medyanın ilgisi voleybola yöneldi. Bu da sporun daha geniş kitlelere ulaşmasını ve yeni yeteneklerin keşfedilmesini sağlayacaktır.

DÜNYA MEDYASINDAKİ YANSIMALAR…

Dünya basını, Türkiye'nin finaldeki mücadelesini ve turnuva boyunca gösterdiği istikrarlı performansı övgüyle değerlendirdi.

Öne çıkan değerlendirmeler genellikle şu noktalara odaklandı:

Yeni Bir Güç Olarak Türkiye: Voleybolun geleneksel devleri olan Brezilya, İtalya, Çin ve ABD gibi ülkelerin arasına adını yazdıran Türkiye, artık sadece sürpriz yapan bir takım değil, her turnuvanın en güçlü madalya adaylarından biri olarak gösterildi. Bu durum, özellikle final maçındaki dirençli oyunlarıyla vurgulandı.

Takım Ruhu ve Mücadele: Basın organları, Türk takımının en zorlu anlarda bile pes etmeyen, her sayı için sonuna kadar mücadele eden ruhunu öne çıkardı. Finaldeki 3-2'lik skor, takımın ne kadar iyi bir mücadele ortaya koyduğunu ve son topa kadar maçı bırakmadığını gösteren bir kanıt olarak sunuldu.

Melissa Vargas'ın Yıldız Performansı: Takımın en önemli skor yükü olan Melissa Vargas, dünya basınının manşetlerini süsledi. Onun turnuva boyunca ortaya koyduğu olağanüstü performans ve kritik anlarda aldığı sorumluluk, "maçın kaderini değiştiren oyuncu" olarak tanımlandı.

Voleybolun Yükselen İlgisi: Uluslararası spor medyası, Türkiye'nin bu başarısının, voleybolun global popülaritesini artırdığına ve özellikle Türkiye'de spora olan ilgiyi yeni bir seviyeye taşıdığına dikkat çekti. Binlerce kişinin ekran başında ve stadyumlarda bu maçı izlemesi, spora olan ilginin ne denli arttığının bir göstergesi olarak kabul edildi.

Voleybol dünyasının Melissa Vargas dışındaki en çok dikkat çeken diğer oyuncuları ise şunlar oldu:

Eda Erdem Dündar (Kaptan): Filenin Sultanlarının efsane kaptanı Eda Erdem, turnuva boyunca gösterdiği liderlik ve tecrübeyle sadece takım arkadaşlarının değil, tüm voleybol otoritelerinin saygısını kazandı. Özellikle kritik anlardaki blokları ve attığı sayılarla takımın en güvenilir isimlerinden biri oldu. Turnuva sonunda "En İyi Orta Oyuncu" seçilmesi, uluslararası alandaki itibarının bir göstergesi oldu.

Zehra Güneş: Orta oyuncu pozisyonunda Eda Erdem'le birlikte takımın blok gücünü oluşturan Zehra Güneş, fiziksel yetenekleri ve etkili oyunuyla dünya basınında sıkça yer buldu. Güçlü blokları ve file önündeki hızıyla rakiplerin hücumlarını kesmede büyük rol oynadı.

Ebrar Karakurt: Hücumdaki agresifliği ve bitirici smaçlarıyla tanınan Ebrar Karakurt, turnuvanın en çok konuşulan isimlerinden biri oldu. Özellikle yarı finaldeki Japonya maçındaki performansı ve attığı kritik sayılarla takımın finale yükselmesinde önemli bir rol oynadı.

Cansu Özbay: Takımın pasörü olarak, hücumları organize etme ve takım arkadaşlarını doğru pozisyonlarda buluşturma konusundaki başarısıyla öne çıktı. Onun pas dağılımı ve stratejik kararları, takımın hücum etkinliğini en üst seviyeye çıkardı.

Bu oyuncular, Melissa Vargas'ın skor yükünü paylaşarak ve takımın savunma ile blok gücünü artırarak, Türkiye'nin kolektif başarısına büyük katkı sağladılar.

Özetle, dünya kamuoyu ve basını, Türk Milli Takımı'nın bu başarısını sadece bir final ikinciliği olarak değil, gelecek yıllarda voleybola damgasını vuracak bir takımın doğuşu olarak yorumladı.

BAŞARI: UZUN VE MEŞAKKATLİ BİR SÜRECİN SONUCU…

1950'ler-1990'lar: Kuruluş ve İlk Yıllar

Türk Kadın Voleybol Takımı, 1950'li yıllarda kurulmuş. Ancak ilk yıllarda uluslararası arenada kayda değer bir başarı elde etmekte zorlandı. Bu dönem, daha çok takımın temellerinin atıldığı, federasyonun kurulduğu ve altyapı çalışmalarının başladığı bir geçiş dönemiydi. Takım, Avrupa ve Dünya şampiyonalarına katılım gösterse de, genellikle grup aşamalarını geçemedi.

2003: Bir Dönüm Noktası

Türk kadın voleybolu için asıl dönüm noktası, 2003 yılında Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Şampiyonası oldu. Bu turnuvada, "Filenin Sultanları" lakabını alan takım, efsanevi antrenör Reşat Yazıcıoğulları liderliğinde final oynayarak gümüş madalya kazandı. Bu başarı, Türk halkının voleybola olan ilgisini dramatik olarak artırdı ve sonraki yılların başarılarının zeminini hazırladı. O dönemde Aysun Özbek, Bahar Toksoy ve Neslihan Demir gibi isimler öne çıktı.

2010'lar: İstikrar ve Yükseliş

2003'teki başarının ardından takım, uluslararası arenada daha istikrarlı bir konuma geldi. 2011'de Avrupa Şampiyonası'nda bronz madalya kazandılar. 2012 Londra Olimpiyatları'na katılarak, voleybol tarihinde ilk kez bu arenada yer aldılar. Bu dönemde Neslihan Demir'in ("Demir Lady") liderliği ve skorerliği, takımı sırtlayan en büyük faktörlerden biri oldu.

2020'ler: Altın Çağ ve Zirveye Çıkış

Türk voleybolu için "Altın Çağ" olarak adlandırılabilecek 2020'li yıllar, takımı bambaşka bir seviyeye taşıdı. Bu dönemin en önemli figürü, takımın başına geçen İtalyan antrenör Giovanni Guidetti oldu. Guidetti'nin takıma kattığı disiplin, taktiksel zeka ve yeni yıldızların (Vargas, Karakurt, Zehra Güneş) parlamasıyla takım, rekor üstüne rekor kırdı.

2023: Milletler Ligi Şampiyonluğu: "Filenin Sultanları", 2023 FIVB Voleybol Milletler Ligi'nde (VNL) tarihinde ilk kez şampiyon olarak, dünya sıralamasında bir numaraya yükseldi. Bu, Türk sporunda bir ilkti.

2023: Avrupa Şampiyonluğu: VNL şampiyonluğunun hemen ardından, 2023 CEV Avrupa Şampiyonası'nda da altın madalyayı kazanarak çifte zafer yaşadılar. Bu, Türk kadın voleybolu tarihinde bir başka zirve noktası oldu.

2024: Olimpiyat Başarısı: 2024 Paris Olimpiyatları'nda yarı finale kalarak, olimpiyat tarihindeki en iyi derecelerini elde ettiler.

2025: Dünya Şampiyonası İkinciliği: Ve son olarak, sizin de yazınızda bahsettiğiniz gibi, 2025 FIVB Dünya Voleybol Şampiyonası'nda gümüş madalya kazanarak, takımın istikrarını ve uluslararası arenadaki kalıcı gücünü bir kez daha kanıtladılar.

Özetle:

Türk kadın voleybolu, 2003'teki ilk önemli başarısıyla ivme kazandı, 2010'larda istikrarlı bir yükseliş grafiği çizdi ve 2020'lerde Giovanni Guidetti'nin liderliğinde altın çağını yaşayarak dünyanın en iyi takımlarından biri haline geldi.

TAKIMIN KARŞILAŞTIĞI ZORLUKLAR…

Türk A Milli Kadın Voleybol Takımı, zirveye giden yolda birçok engelle de karşılaştı. Bu zorlukları anlamak, elde ettikleri başarının değerini daha da arttırmaktır:

Finansal ve Altyapı Eksiklikleri: Geçmişte, voleybolun futbola kıyasla daha az popüler olması nedeniyle yeterli finansal kaynaklara ve modern altyapıya erişim zordu. Bu durum, genç yeteneklerin keşfedilmesini ve yetiştirilmesini olumsuz etkiledi.

Popülarite ve Medya İlgisi: Uzun yıllar boyunca takım, halkın ve medyanın beklenen ilgisini göremedi. Bu durum, sporcuların motivasyonunu ve sporun genel gelişimini etkiledi. Ancak 2003'teki Avrupa Şampiyonası ikinciliğiyle birlikte bu durum değişmeye başladı.

Jenerasyon Değişimi: Neslihan Demir gibi efsane isimlerin voleybolu bırakmasıyla, takımın yeniden yapılanması ve yeni yıldızların ortaya çıkması gerekti. Bu süreç, zaman zaman performans dalgalanmalarına neden oldu.

Uluslararası Rekabet: Brezilya, İtalya, Çin ve ABD gibi voleybolun geleneksel güçleriyle sürekli rekabet etmek, her maçın ayrı bir mücadele olmasını sağladı. Takım, bu güçlü rakiplere karşı mental ve fiziksel olarak sürekli kendini geliştirmek zorunda kaldı.

VOLEYBOLCU YETİRMEDE EN ETKİN KULÜPLER…

Türkiye'de kadın voleybolu altyapısına en çok yatırım yapan ve milli takıma en çok oyuncu kazandıran birkaç dev kulüp öne çıkıyor. Bu kulüpler, sadece Türkiye'de değil, Avrupa ve dünya genelinde de voleybolcu yetiştiren en önemli merkezler arasında yer alıyor.

1. VakıfBank, kadın voleybolunda Türkiye'nin tartışmasız en başarılı altyapı kulübü konumunda. Uzun yıllardır uyguladığı sistemli altyapı programı sayesinde milli takıma sayısız yetenek kazandırdılar. Onların en büyük katkısı, oyunculara hem teknik hem de mental anlamda güçlü bir eğitim vermeleridir.

Yetiştirdiği Önemli Oyuncular:

· Zehra Güneş: VakıfBank altyapısından yetişen ve dünya voleybolunun en iyi orta oyuncularından biri haline gelen Zehra Güneş, bu kulübün en önemli başarı hikayelerinden biridir.

· Cansu Özbay: VakıfBank'ın altyapısından gelen bir diğer önemli isim olan Cansu Özbay, milli takımın kilit pasörlerinden biri haline geldi.

· Meliha İsmailoğlu: Kariyerine VakıfBank altyapısında başlayarak, yıllarca milli takıma servis veren önemli bir oyuncu oldu.

· Ebrar Karakurt, voleybol kariyerine Balıkesir'de Balıkesir DSİ Sporda başladı. Ardından VakıfBank altyapısına transfer oldu. Ebrar, 12 yaşında katıldığı VakıfBank'ta hem yıldızlar hem de gençler kategorilerinde üst üste Türkiye şampiyonlukları yaşadı.

2. Eczacıbaşı Dynavit, Eczacıbaşı da tıpkı VakıfBank gibi köklü bir voleybol ekolü. Genç yetenekleri keşfetme ve onları uluslararası standartlarda birer voleybolcuya dönüştürme konusunda çok başarılı bir kulüp.

Yetiştirdiği Önemli Oyuncular:

· Hande Baladın: Eczacıbaşı altyapısından yetişen ve milli takımın en önemli smaçörlerinden biri olan Hande Baladın, kulübün altyapı başarısının en somut göstergelerindendir.

· Saliha Şahin: Altyapıda yetişerek A takım ve milli takım forması giyen bir başka başarılı oyuncu.

3. Fenerbahçe Opet, son yıllarda altyapıya yaptığı yatırımları artıran Fenerbahçe, A Milli Takım kadrosuna önemli katkılar sunan bir diğer kulüp. Ayrıca, yabancı oyuncu transferleriyle de takıma tecrübe katma konusunda kilit rol oynuyor.

Yetiştirdiği veya Geliştirdiği Önemli Oyuncular:

· Eda Erdem Dündar: Genç yaşta katıldığı Fenerbahçe'de efsaneleşen ve yıllardır milli takımın kaptanlığını yapan Eda Erdem, kariyerini bu kulüpte zirveye taşıdı.

· Melissa Vargas: Türkiye'ye getirilip voleybola kazandırılması ve olağanüstü performansıyla dünya voleybolunun en önemli figürlerinden biri haline gelmesi Fenerbahçe'nin oyuncu seçme ve geliştirme yeteneğinin bir kanıtıdır.

Bu kulüplerin milli takıma katkısı, sadece oyuncu yetiştirmekle sınırlı değil:

Finansal İstikrar: Kulüplerin büyük sponsorluklar ve güçlü mali yapılar sayesinde oyunculara profesyonel kariyer imkanı sunması.

Rekabet Ortamı: Sultanlar Ligi'ndeki yüksek rekabet düzeyi, oyuncuların sürekli olarak kendilerini geliştirmesini sağlıyor.

Tecrübe Aktarımı: Kulüplerde oynayan yabancı yıldız oyuncular, genç Türk oyunculara saha içinde ve dışında tecrübe aktarıyor.

Özetle, A Milli Takım'ın başarısı, bu kulüplerin uzun vadeli ve stratejik altyapı yatırımlarının doğrudan bir sonucudur. Onlar olmadan, "Filenin Sultanları"nın bugünkü seviyeye ulaşması mümkün olmazdı.

VOLEYBOL - FUTBOL…

Türk sporundaki futbol ve voleybol dengesini incelemek, para ve başarı arasındaki ilişkiyi anlamak için küçük bir karşılaştırma yaptım. Bir yanda harcanan devasa paralara rağmen istenilen uluslararası başarıyı yakalayamayan futbol, diğer yanda ise daha mütevazı bütçelerle dünya zirvesine oynayan voleybol var.

Futbol: Yüksek Bütçe, Sınırlı Başarı

Türk futbolu, popülaritesi ve ekonomik büyüklüğü nedeniyle her yıl milyonlarca doları transfer ve oyuncu maaşlarına harcıyor. 2024-2025 sezonunda Süper Lig takımları, özellikle de Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray önemli transferlere imza atarak milyonlarca dolar harcama yaptı.

Harcamalar: En büyük 3 kulübün 2024-2025 sezonu için net harcamaları yüz milyonlarca doları buldu. Bu harcamaların büyük bir kısmı, üst düzey yabancı futbolcuların bonservis bedelleri ve yıllık maaşlarına ayrıldı. Bu bütçeler, birçok Avrupa ligindeki takımların harcamalarıyla yarışacak seviyededir.

Uluslararası Başarı: Buna karşılık, Türk takımlarının Avrupa kupalarındaki performansı son yıllarda beklenen seviyenin altında kaldı. UEFA Şampiyonlar Ligi'nde grup aşamasını geçmek bile zorlu bir hedef haline geldi. UEFA Avrupa Ligi ve Konferans Ligi'nde ise ileri turlara yükselişler ender görüldü. Harcanan milyonlarca dolarlık bütçeler, futbolun en üst seviyesindeki uluslararası başarıyı getiremedi. Bu durum, "paranın her zaman başarıyı satın almadığı" tezinin en net göstergelerinden biridir.

Voleybol: Stratejik Yatırım, Dünya Zirvesi

Kadın voleybolu, futbola kıyasla daha küçük bir ekonomik hacme sahiptir. Voleybol kulüpleri de futbol takımları gibi milyon dolarlık bütçelerle çalışsa da, bu bütçelerin kullanım şekli ve odaklandığı alan çok farklıdır.

Harcamalar: Voleybolda kulüpler, bütçelerini büyük oranda altyapı, genç yeteneklerin keşfi ve profesyonel kulüp yönetimi gibi uzun vadeli projelere ayırır.

Uluslararası Başarı: Bu stratejik yatırımların meyvesini hem kulüpler hem de milli takım topladı. Türkiye'nin en büyük voleybol kulüpleri olan VakıfBank ve Eczacıbaşı, FIVB Kulüpler Dünya Şampiyonası'nı defalarca kazanarak dünyanın en iyi takımları arasına girdi. A Milli Kadın Voleybol Takımı ise daha önce konuştuğumuz gibi, Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonası'nda altın madalyalar kazanarak dünya sıralamasında birinciliğe yükseldi.

Karşılaştırma ve İrdeleme

• İki spor dalı arasındaki en belirgin fark, harcanan paranın nereye ve ne şekilde harcandığıdır.

Futbol: Futbol, anlık başarıya odaklanan, kısa vadeli ve transfer odaklı bir harcama modeline sahiptir. Yüksek bonservisler ve maaşlar, genellikle anlık sonuçlar beklentisiyle yapılır, ancak altyapı ve uzun vadeli planlamaya daha az yatırım yapılır.

Voleybol: Voleybol ise stratejik, sabırlı ve uzun vadeli bir yatırım modelini benimsemiştir. Kulüpler, genç yetenekleri yetiştirmek için okullar kurar, uluslararası tecrübeye sahip antrenörleri getirir ve bir ekol oluşturur. Bu model, hem kulüp hem de milli takım bazında sürdürülebilir bir başarıyı beraberinde getirmiştir.

Sonuç olarak, Türk voleybolu akıllı paranın gücünü gösterirken, Türk futbolu "çok paranın" her zaman başarı getirmeyeceğini kanıtlamıştır. Voleybolun başarısı, para harcamak yerine parayı nereye harcayacağını bilmekle elde edilmiştir.

Türk futbolunun başarılı olması için, voleybolun izlediği yol gibi, kısa vadeli transfer harcamalarından uzaklaşıp uzun vadeli ve stratejik bir yaklaşıma geçmesi gerekiyor. Futbolun potansiyeli çok büyük, ancak bu potansiyeli doğru kanallara yönlendirmek şart.

Hoşça kalın, haftaya yine buradayız…