Karanlıkta umut arayanlara...

Karanlık çökerken Mersin sokaklarına
Gölgeler bütün renkleri yutmuş
Deniz susmuş martılar susmuş
Yalnızca görünmeyen bir fısıltı dolaşıyor taşlarda

Adımlar silinmiş kaldırımlardan
İsimler unutulmuş kapı tokmaklarından
Her köşe başında
Bir zamanlar sevilmiş yüzlerin hayali bekliyor

Kimse görmüyor gölgelerin yürüyüşünü
Kimse duymuyor acının paslı çivilerini
Ama ben biliyorum
Her suskunluk bin çığlık kadar derin

Bu akşam son kez söylenen bir şarkı gibi
Ruhumdan kopup düşüyor kelimeler
Son kez yazılan bir şiir gibi
Kanıyor kalemimin ucunda hatıralar

Mersin’in göğünde yıldızlar titriyor
Ama hiçbiri ısıtmıyor üşüyen kalbi
Ve ben gölgelerin sesine kulak veriyorum
Her dize yüreğe saplanan bir hançer gibi

Benim yalnızlığımda yanar bir şehir
Ama bilirim tek ben değilim susan
Her kalpte gizli bir Mersin akşamı var
Her sokakta bir yarım kalmış hayat

Bir anne oğlunun adını fısıldar karanlığa
Bir sevgili unutulmuş bir kapının önünde bekler
Bir işçi terini gökyüzüne savurur
Ama gökyüzü çoktandır kör çoktandır sağır

Benim acım senin acına karışır
Bizim gölgemiz bütün insanlığın gölgesine
Aynı taş aynı suskunluk
Aynı yarım kalmış şarkı

Ve anlarım ki
Hiçbir gölge tek başına değildir aslında
Biz görünmeyen bir koro gibi
Susarak haykırıyoruz birbirimize

Mersin’in gecesi büyür
Ama bizden kalan sesler büyütür asıl karanlığı
Ve şiir işte tam burada
Yüreğe saplanan hançerden bir yıldız yapar kendine

Gölgeler dağılır sabahın ilk ışığında
Her yaradan sızan acı toprağa can verir
Ve biz yeniden doğarız
Bir şehrin kalbinde çoğalan umutla