Hukuksuzluk, yalnızca bireyi değil; toplumu, vicdanı ve kamu düzenini de çökertir. Bir insanın onuru, emeği, itibarı ve yaşam mücadelesi; mesnetsiz iddialarla örselenirse, adalet susar, toplum susturulur, güven zedelenir.
Bedrettin Gündeş’in beraat kararı, işte tam da bu onarımın adıdır. Geç gelen ama yerini bulan adaletin, topluma verdiği moralin adıdır. Mersin kamuoyunun yakından tanıdığı, yıllarını bu kente hizmetle geçirmiş; düşünsel üretimiyle, sosyal duyarlılığıyla, sanatla, sporla ve sivil toplumla yoğrulmuş bir ismin, karanlık bir iftiranın gölgesinden çıkıp yeniden ışığa kavuşmasıdır.
Gündeş; bürokrasiye liyakatle, siyasete tarafsız duruşla, insan haklarına sarsılmaz bir bağlılıkla yaklaşmış bir kamu insanıdır. Onun hedef alınması, yalnızca bir şahsiyeti değil; bir kentin ortak değerini sarsmak anlamına gelmiştir. Bugün onun beraatıyla Mersin’in tamamı rahat bir nefes almıştır.
Sanat çevrelerinden spor camiasına, meslek örgütlerinden siyasi partilere kadar herkesin dostu, arkadaşı, yoldaşı olarak görülen Bedrettin Gündeş’in itibarı, mahkeme salonlarında değil, halkın kalbinde çoktan tescillenmişti. Ancak yine de hukuk önünde kazanılan bu karar, toplumun adalete olan inancını pekiştirmiş, “adalet mülkün temelidir” sözünün altını bir kez daha kalın çizgilerle çizmiştir.
Bugün artık biliyoruz ki; bir toplumda hukukun sesi kesilirse, yarın hepimizin sesi boğulur. Ama ne mutlu ki, bu ülkede hâlâ adalet gecikse de susmuyor. Ne mutlu ki; bir insanın, bir kentin, bir vicdanın yükü bugün biraz daha hafifledi. Ve şimdi, karanlığa karşı verilen bu hukuk mücadelesi; yalnızca bir kişinin değil, hepimizin ortak kazanımıdır.
Mersin kamuoyunun yakından tanıdığı, yıllardır şehrin kültür, sanat, spor ve sivil toplum alanlarına büyük katkılar sunan Bedrettin Gündeş hakkında verilen beraat kararı, kentte adeta bir sevinç dalgası yarattı. Haksız yere yargılanan, uzun süre boyunca kamuoyu önünde örselenmeye çalışılan Gündeş'in aklanması; sadece bir bireyin değil, bir kentin ortak vicdanının da rahatlaması anlamına geliyor. Toplumun birçok kesiminden gelen destek açıklamaları, adaletin gecikse de tecelli ettiğini bir kez daha ortaya koydu. Mersin bürokrasisi, meslek odaları, STK’lar, sanat çevreleri, spor camiası ve tüm siyasi partilerin saygı duyduğu bir isim olan Bedrettin Gündeş’in beraati, “hukuksuzluk insanı bir hiç eder, ama adalet her şeyi yerli yerine koyar” sözünü doğrular nitelikte oldu.
Uzun yıllar boyunca Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde üst düzey görevler üstlenen, halkla güçlü ilişkiler kuran, düşünsel üretimi ve demokratik duruşuyla tanınan Gündeş’in yaşadığı bu süreç; kamuoyunda sadece hukuki değil, ahlaki ve vicdani bir tartışmanın da kapılarını aralamıştı. Bugün verilen beraat kararı, bu tartışmaya net bir yanıt niteliğinde. Gündeş’in aklanmasıyla birlikte Mersin’de adeta bir rahatlama yaşandı. Kente dair umutlar, toplumsal barış ve ortak yaşam inancı yeniden güç kazandı. Çünkü Bedrettin Gündeş, sadece bir bürokrat değil; birleştirici bir figür, halkın içinden çıkan bir yoldaş, hak ve adalet mücadelesinin güçlü bir sesidir.
Bu karar, adaletin hâlâ bu topraklarda var olabildiğinin; geç de olsa yerini bulabildiğinin göstergesidir. Şimdi gözler daha aydın, vicdanlar daha ferah… Çünkü sadece bir insan değil, bir kentin onuru beraat etti. Bir ülkede hukuk mekanizması yalnızca mahkemelerde değil, halkın yüreğinde, vicdanında ve yaşamın tüm alanlarında kendini gösterir. Eğer bir toplumda adalet yerinden oynarsa, sadece bireyler değil; değerler, kurumlar ve gelecek de sarsılır. Bu yüzden adaletin gecikmesi yalnızca bir yargı kararı değil, bir bütün olarak toplumsal ruh sağlığına vurulan darbedir.
İşte bu ağır ve yıpratıcı süreçten geçen Mersin’in tanınan ismi Bedrettin Gündeş, sonunda beraat etti. Bu karar, sadece bir kişinin suçsuzluğunun tescili değil; aynı zamanda bir toplumun nefes alması, bir kentin içinin ferahlaması, vicdanların bir nebze olsun huzura kavuşmasıdır.