Kazı çalışmalarıyla her yıl biraz daha gün yüzüne çıkan Soli Pompeiopolis Limanı, Roma öncesi dönemde bölgenin en önemli ticaret ve liman kentlerinden biri olarak kullanılmış. Kazılarda ortaya çıkan mimari unsurlar, sütunlu cadde, agora kalıntıları ve liman yapıları, bu antik yerleşimin yalnızca bölgesel değil, Akdeniz ticaretinde uluslararası bir merkez olduğunu gözler önüne seriyor.
Soli Pompeiopolis, Roma öncesi ticaretin merkezlerinden biriydi
Soli, M.Ö. 700'lü yıllarda Rodoslu göçmenler tarafından kuruldu. Şehir, konumu itibarıyla doğu-batı hattındaki deniz ticaretinin stratejik duraklarından biri hâline geldi. Roma döneminde imparator Pompeius Magnus tarafından yeniden inşa edilerek “Pompeiopolis” ismini alan kent, bu tarihten itibaren önemli bir liman ve garnizon bölgesi olarak gelişti. Özellikle M.Ö. 1. yüzyılda korsanlara karşı yürütülen seferlerde limanın aktif kullanıldığı, antik kaynaklarda detaylı şekilde yer alıyor.
Bugün Mezitli sahilinde, modern yapıların hemen yanında yer alan kalıntılar, antik limanın ulaşım ve ticaret için ne kadar geniş kapsamlı kullanıldığını gösteriyor. Arkeologlar tarafından yürütülen çalışmalarda, liman mendireği, yükleme platformları, sütun sıraları ve taş iskele blokları gün yüzüne çıkarılmış durumda. Limanın iç kısımlarında yapılan sonar taramalarında ise deniz dibine gömülmüş farklı mimari elemanlara rastlandı.
Kazılarla açığa çıkan liman yapıları hâlâ sağlam
Liman bölgesindeki taş blokların büyük bölümü, orijinal yerleşimiyle ayakta duruyor. Su altındaki kalıntılar üzerinde yapılan jeofizik analizler, taş yapıların zaman içinde kumla kaplandığını, ancak taşıyıcı sistemlerinin büyük ölçüde zarar görmediğini ortaya koyuyor. Özellikle Soli Limanı’nın iki ana mendireğinin, binlerce yıl öncesinden günümüze kadar ulaştığı tespit edildi.
Soli kazı alanında görev yapan uzmanlara göre, bu liman yapıları sadece antik çağ deniz taşımacılığı değil, aynı zamanda o dönemin mühendislik bilgisi hakkında da önemli veriler sunuyor. Deniz akıntılarına karşı inşa edilen kavisli taş duvarlar, su derinliği hesaba katılarak konumlandırılmış rıhtım uzantıları ve gemi yanaşmalarına uygun platformlar, Soli’nin planlı bir kent limanı olduğunu gösteriyor.
Ayrıca antik liman bölgesinde, ticaretle ilişkili seramik parçaları, amforalar, terazi ağırlıkları ve çeşitli ithal ürün kalıntılarına da rastlanmış durumda. Bu buluntular, Soli'nin sadece bir yükleme-boşaltma noktası değil, aynı zamanda malların işlenip dağıtıldığı bir ticaret merkezi olduğunu destekliyor.
Tanıtımı yapılmayan bu liman, dünyadaki örnekleriyle yarışabilecek nitelikte
Soli Pompeiopolis Antik Limanı, Akdeniz havzasındaki diğer antik limanlarla karşılaştırıldığında mimari bütünlük ve ulaşılabilirlik açısından öne çıkıyor. Ancak bugüne kadar alanın tanıtımı sınırlı düzeyde kaldı. Yalnızca belirli dönemlerde yapılan kazı haberleriyle gündeme gelen bu tarihi bölge, hâlâ düzenli turizm rotalarına dahil edilmiş değil.
Kazı ekibi ve Mersin Üniversitesi’ne bağlı bilim insanları, alanın kontrollü şekilde koruma altına alındıktan sonra turizme açılması için projeler hazırlıyor. Bu kapsamda yürüyüş yolları, bilgilendirme panoları ve çevresel koruma çalışmaları planlanıyor. Liman bölgesine girişin, antik sütunlu caddeden geçerek yapılabileceği ve bu güzergâhın tarihî bütünlük açısından zengin bir ziyaret deneyimi sunacağı belirtiliyor.
Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamalarda, Soli Limanı'nın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınması için ön hazırlıkların sürdüğü ifade ediliyor. Bu girişimlerin tamamlanmasıyla birlikte, Soli Pompeiopolis’in hem ulusal hem de uluslararası düzeyde daha fazla tanınması hedefleniyor.
Bugün denizin hemen kenarında sessizce duran taş yapılar, binlerce yıl boyunca Akdeniz’in en hareketli limanlarından birine ev sahipliği yaptı. Ancak bu tarihi miras, hâlâ geniş kitleler tarafından bilinmiyor. Soli Pompeiopolis Limanı, yalnızca Mersin’in değil, Akdeniz’in arkeolojik tarihine ışık tutan en değerli duraklarından biri olarak gelecekte daha çok konuşulacağa benziyor.