Ak Parti iktidara geldiği günden beri sık sık duyduğumuz bir cümle var.Artık eski Türkiye yok.Eski Türkiye geride kaldı.Eski Türkiye’de askeri vesayet vardı.Biz her türlü vesayeti yok ettik.Adalet,hukuk bizim zamanımızda eşit şekilde uygulanıyor.O eski Türkiye kalıntılarını silip attık.Tarihin çukurlarına yolladık.Yeni Türkiye siyasette çığır açtı.Demokrasi tam tekmil vücut buldu.Herkes mutlu.Gelirden eşit şekilde pay alıyor.Hastahane kuyruklarını bitirdik.Kimse borcunu ödeyemediği için hastanede rehin tutulmuyor.Parası olan değil garip guraba eşit şekilde modern hastanelerde tedavi görüyor.Sorun eski Türkiye idi.Yokluk,yoksulluk eski Türkiye’nin eseri.Her evde en az üç araba var.Bizden önce ülkede traktör yoktu.Evlerde buzdolabı, çamaşır makinası mı vardı?Bunları biz getirdik biz.Nankör olmayın.Yeni Türkiye’de mutsuz insan yok.Yaparsa Ak parti yapar.Bizden önce otoyol mu vardı?Her tarafa havaalanı yaptık. Tüm illere üniversiteyi biz açtık biz.Bazınımız hür ve müstakil.Herkes özgürce istediğini yazar,buna kimse müdahale edemez.Eskiden böylemiydi?Pijama ile başbakan karşılayan gazete patronlarını gördü bu gözler.Hükümete ayar veren patronlar yok artık.Milli gelirimiz sürekli artıyor.Halkımız huzur ve mutlu bir şekilde yaşıyor.
Evet yukarıda saydığımız bir çoğunu da unuttuğumuz teraneleri hemen hemen hergün dinliyoruz.Özellikle basının yüzde 95’ini elinde bulunduran Ak parti bu tür haberleri bıkmadan usanmadan pompalıyor. Halkımız bu kadar güçlü bir basın yayın kadrosu karşısında bu tür propoğandalara hiç bir araştırma yapmadan inanıyor.Hani eski bakan milli damat Berat Albayrak diyordu ya” biz uzaya dört şeritli yol yapıyoruz desek buna inanan milyonlarca kitle var.” Sayın bakan haklı.Sokak röportajlarında sık sık rastlıyoruz.Sadece TRT ve A haber kanalını izleyen insanlar bu pahalılığı CHP ve Ekrem İmamoğlu yapıyor diyorlar.47 yıldır iktidar olamayan CHP’yi günah keçisi ilan ediyorlar. Bu kara propoğanda ne yazıkki tutuyor.Biz okuyup araştırmadığımız için her türlü yalan ve iftiraya inanıyoruz.Çünkü insanlar iki arada bir derede bırakılmış.Bir şeytanlaştırma hamlesiyle toplum karpuz gibi ikiye ayrılmış. Benim yanlışım daha doğru mantığıyla tepede olanlara bigane kalan halkımız çaresizce biat ediyor ve bu öyle bir hal alıyorki; daha sonra bir yaşam biçimine dönüşüyor.İşte yeni Türkiye’nin halkımıza dayattığı parametreler. Bir eli yağda balda parasının hesabını dahi bilmeyen bir azınlık var,birde bu azınlığı savunan bir kitle var.
Peki şu eski Türkiye ile yeni Türkiye’yi bir karşılaştıralım.Eskide olmayıpta yeni de ne varmış bir bakalım.Bu kıyas tabiki tarihi süreç içerisinde zaman zaman dinamik bir hal alabilir veya pasif bir edilgenliğe dönüşebilir. Tarihin her aşaması hiç tereddüt edilmesin kayıt altındadır.Kimi yazılı metinlerde yerini muhafaza ederken,bazen hafızalara kazınır. Mesela eski Türkiye’de örf,adet,gelenek ve ananeler hayatımızın olmazsa olmazıydı.Bu hasletler ruhumuza nüfuz etmişti.Bayramlar da çocuklar ellerinde poşetlerle şeker toplamaya çıkarlardı.Kiminin poşeti şekerle, kiminin parayla doldurulup eve gelinirdi. Komşular bir birlerine bayramlaşmaya giderdi. Bugün ki gibi önceden randevu almaya gerek yoktu.Herkesin kapısı açık olurdu.İnsanlar çat kapı eve girer ve bayramlaşılırdı.Bayram namazlarında köylerden gelenler eve misafir edilirdi.Çünkü eskiden her köyde cami yoktu.O gün Allah ne verdiyse kahvaltıda yenilip içilip,sıcak bir çay eşliğinde sohbet edilirdi.Şimdi bayramlar tatil amacıyla kullanılıyor.Bu iktidar iş başına geldiği günden beri bayram tatilleri uzatılıyor. Sadece bir mesaj,bir telefonla bayramlar kutlanıyor.Mezarlar ziyaret edilmiyor. Hiç bir apartmanda artık çocuklar şeker toplamaya gelmiyor.
Eski Türkiye’de esnafın çeki,seneti yazılmazdı.Komşular,akrabalar hemen o kişiye yardım ederdi.Şimdi boş ver yardımı kefil bile olmuyorlar.Güven itimat kalmamış. İnsanlar yaptığı iyiliklerin karşısında zarar görmüşler.Bundan dolayı sistem bozulmuş. Şu anda icra müdürlüklerinde 25 milyon kişi icralık.Bir esnaf namaza giderken dükkanını komşusuna emanet ederdi.Kapısını bile kilitlemezdir.O kadar güven vardı ki;emaneti alan komşu dört gözle dükkanı korurdu.Şimdi yani yeni Türkiye’de boş verin kapıyı açık bırakmak,demir kapılar bile kırılarak soygun yapılıyor.Bunun sosyolojik ve psikolojik veri tabanlarını incelemek başka bir yazımızın konusu olabilir.Ama günümüz Türkiye’sinde baba oğula güvenmiyor.Hırsız içerde olursa kapı kilit tutmaz.Eskiden kadınlarımız kanaatkardı.Çektikleri bütün sıkıntılara,yokluğa rağmen asla evini terketmezdi.Yeni Türkiye’de ne yazık ki bunlar olmuyor.Ve kadın cinayetlerinin yeni Türkiye’de çok fazla arttığını gözlemliyoruz.
Eski Türkiye’de fabrikalarımız vardı.Kumaş, kağıt,çimento,şeker,demir çelik.Atatürk tarafından bin bir zorlukla kurulan fabrikalar tek tek elden çıkarıldı.Her şey ithal edilir oldu. Özelleştirmeden gelen 70 milyar dolar iç edildi.Eski Türkiye’de müteahhitler vardı ve bunlar dürüst şekilde inşaat yaparlardı.Çoğu demirden,çimentodan çalmayı bilmezdi.Şimdi 5’ li çeteler çıktı.Bir türlü gözleri doymuyor. Devlet kapısı rant kapısı oldu.Bakıyorsun kasap müteahhit olmuş,berber müteahhit olmuş.Ülkemizde 350 bin civarında müteahhit varken Avrupa ülkelerinin tamamında 3500 müteahhit var.Bu kadar bir çoğu hırsız olam müteahhiti denetlemek mümkün mü?Eski Türkiye yeni Türkiye konusunda o kadar çok yazılacak şey varki hepsini buraya almak imkansız.Son olarak şunu söyleyerek yazımı kapatayım.Eski Türkiye’de hırsızlık yapanlar belki ihtiyaçtan yapıyordu.Yeni Türkiye’de hırsızlar kıravatlı insanlar tarafından yapılıyor.Aradaki fark bu.