Ne yazık ki, günlük gelişmeler baş döndürmeye devam ediyor.Gün geçmiyor ki hergün yeni bir skandalla uyanmayalım.Baş döndüren bir ivme ile aldığımız haberlerin ardı arkası kesilmiyor.Gazetede yazı yazan her yazar için konu bulmakta zorlanmadığımız günleri yaşıyoruz.Bu kadar hızlı bir haber akışı dolayısıyla anlık gazete başlıkları değişiyor. Öyleki hangi konu daha önemli arayışı içinde yazı işleri müdürleri güncel olayları takip etmekte zorlanıyor.Hangi konuyu yazayım düşüncesi yerine acaba hangi haber diğerinden daha önemli arayışı başlıyor ve bu mütemadiyen devam ediyor.Eskiden Turgut Özel yurt dışına çıkarken uçakta bir açıklama yapardı, Türkiye’ye dönene kadar o konu tartışılırdı.Gündem sığ ve flu idi.Haber akışı bu kadar hızlı değildi.Konularda bazen incir kabuğunu dolduracak kadar önemli olmayabiliyordu.Şimdi öyle mi?Her konunun Özgül ağırlığı hayli fazla.Sadece haber olup çıkmıyor ortaya,tüm yaşantımıza dokunuyor. Bu konunun benimle ne ilgisi var diye kimse olaylara kayıtsız kalamıyor.Nihayetinde kıyısından,ucundan hepimizin hayatına yansıyor.Dolayısıyla gerek basında gerekse sosyal medyada bazı konular çok geniş bir yer buluyor.Eskiden televizyon yayını tek kanallı,basın daha oturaklı olduğundan çıkan bir haber titizlikle araştırılıp yayınlanırken, şimdi öyle değil.Gerek konuların çokluğu, gerek gündemin sık sık değişmesi daha düzensiz bir yayın politikasını beraberinde getlrdi.Bir konunun doğruluğuna,yanlışlığına bakmadan sürmanşette yorum yapılıyor. Halbuki gazetenin sayfaları tarafsız olmalı, yorumu yazarlar yapmalı.Ama gazetenin mutfağında hazırlanan yazılar yorumuyla halkın huzuruna çıkıyor ve buda basına olan güveni azaltıyor.

Bu girizgâhtan sonra konumuza dönelim. Evet tuz koktu.Cidden koktu.400 kişi sahte diploma ile doçent ve Profösör yapılmış.Bu buzdağının görünen yüzü.Acaba kaç kişi daha böyle sahte diploma almış.Gazetelerde isim isim yayınlandı.Bunlar tesbit edilenler. Birde tesbit edilemeyenler var.Bu sahte diplomalılar kimler.Mesela Osmanlı torunuyum diye ortalıkta dolaşan Abdülhamit Kayıhan Osmanoğlu,mesela sürekli ver mehteri diye bağıran spiker Erkan Tan bunlardan birileri.Mersin MHP milletvekilinin eşinin Kıbrıs’taki üniversitesinde sahte diploma verildiği söyleniyor.Konya’da 4 imam sahte diploma soruşturmasında tutuklanmış basının yazdığına göre.Bu imamlar camide cemaate ahlak dersi veriyor,Allah’ın kelamını tebliğ ediyorlardı.Şimdi gelinen bu noktada bu imamların verdiği vaiz geçerli mi?Sahte diplomalı doçent ve profösörler öğrencilere hangi bilgileri öğrettiler acaba?Yabancı dilleri yeterli mi?Bu öğretim üyelerinden ders alan öğrenciler hangi bilgilerle nasıl mezun edindiler.Maalesef bu Fetöcülerin yıllardır uyguladığı taktiğin kötü bir kopyası.Onlar bu sahtekarlığın önünü açtılar ve birileri bunu devam ettiriyor.Çünkü bunun bir cezası olmadığını biliyorlar.İçişleri bakanı açıklıyor: Sahte diploma soruşturmasında 197 kişi gözaltına alındı bunlardan 37’si tutuklandı diyor.Siz zannediyormusunuz bu kişiler uzun süre hapiste yatıp ceza alacaklar.Yarın bekleyip göreceğiz bir çoğu ceza almayacak ve belki de sahte diploma vermeye devam edecekler.

Ayrıca sahte sürücü belgesininde verildiğini yazdı gazeteler.Bu yıllardır yapılıyor ve bunu bilmeyen yok.Bu ehliyetle ilgili başımdan geçen bir anımı anlatayım. Elbistan’da banka müdürlüğü yaptığım dönemde küçük oğluma ehliyet almak için bir sürücü kursuna uğradım.Amacım ehliyeti oğlumun yaz tatilinde aldırmak ve ücretini konuşmaktı.Birde hangi evraklar lazım onları öğrenmekti.Hoş sohbetten sonra sürücü kursunun sahibi beni gerçekten şaşırtan bir teklifte bulundu.” Müdür bey çocuğun evraklarını getir biz çocuk gelmeden ehliyetini hazırlar size veririz.”Başımdan kaynar sular dökülmüştü.Peki bu nasıl olacak diye sorduğumda o çok kolay biz bir çok kişiye bu şekilde ehliyet veriyoruz demişti. Ben tabiki şiddetli şekilde bunu reddettim ve oradan ayrıldım.Şimdi düşünüyorumda bu iş milli eğitim müdürlüğünün onayı olmadan nasıl halledilir.Demek ki milli eğitim müdürlüğünün de bu işin içinde olduğu beraber planladıkları anlaşılıyor.Zaten böyle işlerin olması için devletin içinde bir memur veya müdürle işbirliği yapmadan olması mümkün değil.Ve o memur veya müdür para olmadan bu riski almaz.

Şimdi ne olacak bu sahte diplomalılar?Şu an bu sahte diploma ile çalışan kaç bürokrat ve üniversite öğretim üyesi var?Varsa bunlara ne yapılacak?Bana sorarsanız hiç bir şey yapılmacak.Bir milletvekili vardı milli güreşçi. Onunda diplomasının sahte olduğu ortaya çıktı.Peki bu kişi şimdi ne yapıyor?Bir kamu bankasının yönetim kurulu üyesi.Düşünün lise mezunu bankanın para politikalarıyla ilgili alınan kararlarda söz sahibi.Görevden alındı mı?Hayır!…Hakkında soruşturma açıldı mı? Hayır!…Dokunuldu mu?Hayır!…Bu hükümet ve ortağı mensubu iseniz dokunulmazlığınız var demektir,Mesela altın kaçakçılığı yaptıkları tesbit edilen üç MHP milletvekili vardı.Devlet Bahçeli partiden istifa etmelerini söyledi.Söz konusu milletvekilleri hakkında bir cumhuriyet savcısı cesaret edip soruşturma açamadı.Bu kişiler muhalif olsaydı dokunulmazlıkları kalkar belki de şu an tutuklanmış olurdu.Ama şimdi maaşlarını almaya devam ediyorlar.

Soruşturma çevre ve şehircilik bakanlığına sıçradı.Bazı müdürlerin e-imza veya mobil imzaları kopyalanarak orada da usulsüz işlemler yapılmış.Belki bir kısım yerler satıldı bunları şu an bileme yok.Bizde görevimiz gereği e-imza ve mobil imza kullanıyoruz. Çok dikkat etmek gerekir.Özellikle bu iki imzayı veren kurum ve kuruluşlar çok sıkı denetlenmeli.Ama öyle görünüyor ki saldım çayıra mevlam kayıra misali başıboş bir yönetim anlayışıyla düzen devam ediyor.Ve sahte diplomalılar iş bulup çalışırken alın teriyle diploma almış gençler kahvelerde garsonluk yapıyor,kuryelik yapıyor veya marketlerde tezgahtarlık yapıyor.Fakat bu böyle gitmez.Vardır bu işleri düzeltecek bir babayiğit.Çürümüş sistemi rayına sokacak bir veli çıkar elbette.