İlköğretimde daha çok uygulanır.

Sınıfta 'Başkan, yardımcısı vb. eğitsel kol görevlileri seçilecektir.

Adaylar belirlenir öncelikle

Birden fazla aday çıktığında öğretmen, bir öğrenciyi işaret ederek, 'Olmaz sen aday olamazsın,' diyebilir mi?

'Hayır,' dediğinizi duydum. Haklısınız. Diyemez.

Ülkemize dönelim;

Atatürk İlkeleri'nden biri CUMHURİYETÇİLİKTİR.

Ne demektir peki?

Çoğunluğun seçtikleri tarafından yönetilmek demektir kısa ve öz olarak değil mi?

Şimdi hem Atatürkçülük diyeceksiniz hem Cumhuriyetçiliği savunacak ve uygulamaya çalışacaksınız ve hem de 'Dur bakalım, sen, sen ve sen Cumhurbaşkanı adayı olamazsınız… Olmanız için yüz bin imza almanız gerekir… Haa bir de yüz bin imzayı bulduktan sonra da beş yüz elli bin lira para ödeyeceksiniz…'

Nedir bu?

Sınıftaki seçim neyse ülkedeki seçim de odur!

Bu, meselenin birinci yanı. Gelelim ikinci yanına;

Teknolojinin bu denli gelişmiş olduğu, iletişimin bu denli kolaylaştığı, bilgi edinmenin bu kadar kolay olduğu bir dönemde insanları yollara dökmenin ne anlamı var?

Diyelim ki, GERÇEK kişilerin imza vermeleri isteniyor. O zaman vatandaşlık numaralarıyla ve Yüksek Seçim Kurulu'nun belirleyeceği özel bir şifre ile İMZALAR internetin olduğu her birimde gerçekleştirilebilirdi…

'Bir dahaki sefere,' mi diyelim?

Ve sonuç;

14 Mayıs'ta yapılacak olan seçimlere yurt dışı dahil 65 milyon seçmen katılabilecek. 'Katılabilecek,' diyorum, çünkü % 47 olarak ve sıklıkla tespit edilen kararsız kesimin hala ciddi bir kesimi yine aynı noktada…

O zaman şöyle bir açıklama yapma gereği doğuyor;

'Türkiye'de iktidarı değiştireceğiz… Ama bunu darbeyle değil, seçimle yapacağız…' diyen bir ABD Başkanı Biden var. Buna uygun olarak da 'IMF bize para akıtacak, FETÖ mağdurlarını hükümlü olsalar bile serbest bırakacağım, Avrupa Özerklik şartını uygulayacağım, Ana dilde eğitimi serbest bırakacağım, kayyumları geri alacağım vb,' açıklamalarını bıkmadan usanmadan tekrarlayan görünürde altı olarak başlayan ancak PKK elebaşlarının açıklamalarıyla sayısı yediye çıkan 'Masa' bir tarafta,

PKK'nin yaptıklarından farklı açıklamaları, eylemleri, özlemleri olmayan, öldüren, yakan-yıkan, ülkeyi parçalamayı hedefleyen, Türk Bayrağı sözünden huzursuz olan HÜDA-PAR ile buluşan AKP iktidarı diğer tarafta…

Ancak; Vatanın bütünlüğünü savunan, milletin birlikteliğini önceleyen, üretim-kamuculuk-Cumhuriyet değerlerini sahiplenen-Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ülke ve millet yararına kazanımlarını sürdüren bir VATAN Partisi var!

Ülkemizi, milletimizi, çocuklarımızı, torunlarımızı ne kadar çok sevdiğimizi 14/Mayıs/2023 günü gösterelim!

'Olamazsın' YOK!