Altınoluk Tarihi Antandros Şehrini Kurtarma, Koruma ve Yaşatma Derneği, Balıkesir, Edremit, Altınoluk’ta, 02/09/1999 tarihinde, bölgede tespit edilen ve edilecek yerlerin SİT alanına alınması Antandros Antik Kenti'nin gün ışığına çıkarılması ve korunmasına destek vermek amacıyla kurulmuş bir dernek.
Ülkemizde bir antik kentin gün yüzüne çıkarılması için farkındalık yaratmak ve kaynak oluşturmak için kurulmuş nadir derneklerden biridir, belki de ilk dernektir.
Çalışmalarını antik Antandros şehrine yoğunlaştırırken üyelerini de ihmal etmemektedir. Geleneksel Pazar kahvaltıları, kahvaltı sonraları sunum, söyleşi, konferans, kitap imza etkinlikleri, çeşitli konularda düzenlenen atölyeler, resim kursları, okuma grupları gibi birçok alanda üyeleri ve gönüllüleriyle bütünleşmektedir.
Tüm bunları 2025, Mayıs ayında dolu dolu bir programla düzenlediği, Antadros Antik Fest. ile taçlandırmıştır.
Yaratıcı ve çalışkan üyeler bir araya gelir, paylaşmanın ve dayanışmanın coşkusuyla beslenen sinerji açığa çıkar da yeni projeler olmaz mı?
Olur, ve ‘İçinden Şiir Geçen Şarkılar’ projesi oluşturulur.
Projenin doğuşunu, projenin de bir parçası olan dernek yönetim kurulu başkan yardımcısı Leyla Tunç Yeltin’den dinleyelim:
“Derneğimizin Denetim Kurulu Üyesi Tayfun Tabakoğlu’nun aklına genelde böyle güzel değişik projeler gelir. (Çok entelektüel biridir zaten.) Bu da onlardan biri. Şarkıya dönüşmüş ne çok şiir var diye düşünmüş bir gün. Ve sonra kısa bir araştırma ile haklı olduğunu görmüş. Böyle bir proje oluşturabilir miyiz diye düşünmüş. Benim de hem şiir sevdiğimi hem yazdığımı bildiği için benimle konuştu ve edebiyat yönü kuvvetli olan Veysel beyle de. Birlikte ‘İçinden Şiir Geçen Şarkılar’ projesini oluşturduk.
Hedefimiz özellikle şiirlerin hikayelerine odaklanmak (bazı şiirlerin bulabileceğimiz hikayeleri olmuyor, o zaman da şairin hayatından bahsediyoruz) ve şiirden şarkıya dönüşürken nasıl değiştiğini görmek ve de şiirin, şarkıların yarattığı yoğun duygu dünyasını üye ve gönüllülerimizle hep birlikte yaşamaktı.”
İlk etkinlik yapılır. On şiir okunur, on şarkı dinlenir. Leyla Tunç Yeltin ve Veysel Selen şiirlerin öykülerini anlatır ve şiiri seslendirirler. Tayfun Tabakoğlu şiirin nasıl şarkıya dönüştüğünü hikayeler ve hazırladığı şarkı klipini yansıtır beyaz perdeye, tüm katılımcılar daha duyarak, daha hissederek dinlerler şarkıları, kah coşkuyla, kah hüzünle, kah yüzlerine süzülen gözyaşlarıyla…
İlk etkinlikte yer alan şiir ve şarkılar şunlar olur: Nazım Hikmet "Bence Artık Sen de Herkes Gibisin" (Cem Karaca), Gülten Akın "Deli Kızın Türküsü" (Sezen Aksu), Mahsun Nabyu anonim "Er Seraban" (ey karavan), Sabahattin Ali "Ben Sana Vurgunum" (Nükhet Duru), Ülkü Tamer "Güneş Topla Benim İçin" (Zülfü Livaneli), Vedat Türkali "İstanbul" (Edip Akbayram), Lale Müldür "Destina" (Nükhet Duru), Attila Ilhan "Mahur Beste" (Ahmet Kaya), Ömer Hayyam "Kimse Bilmez" (Mehmet Güreli), Murathan Mungan "Olmasa Mektubun" (Yeni Türkü)
Katılımcılardan büyük beğeni alır, alkışlar dakikalarca dinmez. Bir etkinlik olarak düşünülen projenin ucu açılır; çok şiir vardır şarkılara hayat veren, üretken ve çalışkan bir proje ekibi ve de çok talepkar katılımcılar…
İkinci etkinlik gecikmez, hadi ne zaman yapıyorsunuz, baskıları sonucunda.
Birincisini kaçırmıştım. İkincisine katılmalıydım ki öyle oldu.
Bu kez on bir şiir ve şarkı seçilmişti. Leyla Tunç Yeltin, Suat Temizel, Veysel Selen şiirlerin öykülerini anlattılar, şairler hakkında bilgi verdiler ve şiirleri seslendirdiler. Tayfun Tabakoğlu projeksiyon başında şiirlerin nasıl şarkıya dönüştüğünü aktardı ve ardından şarkıları çaldı.
Şiir bittiğinde yükselen alkışlar, şarkı bittiğinde daha yüksek tondan ve daha uzun sürüyordu. Etkinlik bittiğinde ise nemli gözlerle, ayakta ve dakikalarca süren alkışlar üçüncü etkinliğin geciktirilemeyeceğini gösteriyordu.
Etkinliği ve yaşanan duygu selini yine, katılımcıları karşıdan izleyen Leyla Tunç Yeltin’in izlenimlerinden öğrenelim:
“Şarkılara, türkülere güfte olmuş on bir şiirden oluşan bir şeçki ile katılımcıların karşısındaydık.
Sessiz Gemi, Sitem, Zaman, Sevgilerde, Büyü, Mecnunum Leylamı Gördüm, Minnet Eylemem, Akılla Bir Konuşmam Oldu, Ceviz Ağacı, İlkbahar ve Yiğidim Aslanım adlı şarkıların şiirlerini okudular; şairlerin yaşam öykülerinden ve şiirlerin arka plan hikayelerinden bahsettik.
Şiirlerin çoğunda aşkın, sevginin coşkun halini ve kavuşamamanın acısını gördük. Hayata geç kalmanın sessiz hüznünü yaşadık. Memleket hasreti çektik. Baş eğmeyen, isyan eden şiirler seslendirdik. Erol Evgin'den, Mahsun Nabyu'dan, Hümeyra'dan, Cem Karaca'dan güzel şarkılar, klipler izlettik, izledik.
Yeni bilgiler de öğrendik hep birlikte. Meğer Yiğidim Aslanım adlı şarkının güftesini oluşturan şiirin adı Zindanı Taştan Oyarlar imiş. Akılla Bir Konuşmam Oldu adlı şarkıyı Fazıl Say, Ömer Hayyam'ın çeşitli rubailerinden derleyerek bestelemiş. Nazım Hikmet de İnternette dolaşan bazı bilgilerin aksine Ceviz Ağacı'nı Gülhane Parkı'ndaki bir ceviz ağacının üstünde değil, Bulgaristan'da yazmış.
Yaklaşık iki saat süren etkinliğin son şiiri ve şarkısı olan 'Yiğidim Aslanım'ı; kaybedip de hasreti içimizi yakan tüm sevdiklerimiz için hep birlikte söyledik. Kimimizin boğazı düğümlendi, kimimiz gözyaşlarına hakim olamadı.”
İki saati bulan etkinlik sonunda katılımcıların coşkulu alkışları her şeyi anlatıyordu…
Teşekkürler Antadros Derneği...
Teşekkürler Tayfun Tabakoğlu, Leyla Tunç Yeltin, Suat Temizel, Veysel Selen…
İyi ki şairler ve şiirleri var…
İyi ki şiirlere coşku katan besteci ve şarkıcılar var…