Sınıfında öğrencilerine “geri zekalıya anlatır gibi anlatıyorum” cümlesi kuran bir öğretmen düşünün...

Hangi öğrenci kendini rahatlıkla ifade edebilir ki...

Bu söylemleri kullanan öğretmen sadece dilin yanlış kullanımını değil, aynı zamanda toplumsal hassasiyetleri de göz ardı eden bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Bu tür ifadeler, modern eğitim anlayışının ve empatiyi temel alan pedagojik ilkelerin tam tersi bir noktada durmaktadır. Bir eğitimcinin bu bakış açısı, toplumun dilsel, sosyal ve eğitimsel anlayışına zarar verme potansiyelini gözler önüne sermektedir.

Öncelikle, “geri zekalı” ifadesi, zihinsel engelliliği ya da düşük IQ seviyesini küçümseyen bir dil kullanımıdır. Bu tür kelimeler, bir insanın yalnızca entelektüel kapasitesine indirgenmesine, dolayısıyla tüm insanlık onurunun yok sayılmasına yol açar. İleriye dönük bir eğitim sisteminin temel taşı olma iddiasında olan bir eğitimcinin, bu tür bir dil kullanması, hem devletin eğitim politikalarını hem de toplumsal duyarlılığı ciddi şekilde zedeler.

Eğitim, farklılıkları kabul etmeyi ve bu farklılıklarla birlikte nasıl daha verimli bir şekilde toplum yaratılabileceği üzerine kurulmalıdır. Bu nedenle, her türlü insanın eşit ve değerli olduğunu vurgulayan bir yaklaşımdan uzak olunması ayrımcı bir dil kullanan eğitimciler için, büyük bir çelişkidir. Geri zekalı ifadesi, toplumsal cinsiyet, ırk veya etnik köken gibi ayrımcı dil kullanımlarından farklı olarak, yalnızca zihinsel engelli bireyleri değil, aynı zamanda entelektüel seviyesine göre dışlanan tüm bireyleri olumsuz etkiler.

Bir eğitim sisteminin temel taşlarından biri, empati kurabilme ve öğrencinin yerine kendini koyma yeteneğidir. Eğitimciler, öğrencilerinin sadece akademik başarılarıyla değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal gelişimleriyle de ilgilenmelidirler. Bu nedenle, eğitimin paydaşları arasında, dilin etkisini anlamak hayati önem taşır.

Düşünmek, anlamak ve öğretmek için başkalarına saygı göstermek temel bir öğretme becerisidir. "Geri zekalıya anlatır gibi" ifadesi, bu çok basit ama önemli becerinin dışına çıkarak, iletişimi kurmak yerine, bireyi küçümseme ve dışlama amacı taşır. Bir eğitimcinin, öğrencilerin yalnızca bilgiye ulaşmalarını değil, aynı zamanda saygı ve anlayış içerisinde gelişmelerini sağlayan bir dil kullanması gerektiği açıktır.

Sonuç olarak, "geri zekalıya anlatır gibi" ifadesi, eğitimin amacına, anlayışına ve değerlerine tamamen zıt bir yaklaşımı simgelemektedir. Eğitim, sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda saygı, empati ve anlayış gerektiren bir süreçtir. Bu tür ifadeleri kullanması, toplumda olumsuz bir dilsel etki yaratır ve eğitimdeki eşitsizlikleri pekiştirir. Eğitim sistemini geliştirme iddiasında olanların, öncelikle kendi dillerini değiştirmesi gerekmektedir.

Son sözü ‘empati yapamayana anlatır gibi’ söylemek istiyorum:

‘En mühim ve feyizli vazifelerimiz millî eğitim işleridir. Millî eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lâzımdır’ M. Kemal ATATÜRK