“İnsan” için güvenlik,

            Doğadaki tüm canlılar için güvenlik,

            İlk aşama; “Toplu” yaşamak zorunda olan insanlar için güvenlik,

            Toplu yaşayan insanların oluşturdukları “Düzenler” için güvenlik…

            Günümüz için yapalım değerlendirmeyi; “Ulusal Devletler” her koşulda ve zamanda “Silahlı” bir güç kurmak zorundadırlar. O silahlı güç günümüzde “Ordudur!”

            Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ordu” ve “Asker” ile ilgili sayısız özlü sözü vardır…

            Bir örnekle yetinelim;

             Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. İnancınla, imanınla, emre uymanla, hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz kalbinle düşmanı sonunda alt eden büyük gayretin için gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeyi kendime en aziz bir borç bilirim. 1921 (Atatürk’ün T.T.B.IV, s. 414)

            Hele günümüzde “Ordu” ve “Asker” ve özellikle de ateşlerin ortasında bulunurken ülkemiz, güvenliğimiz son derece önem kazanmaktadır.

            Eğitim alanında nasıl ki, “Atatürkçü düşünceyi kavratmak ve davranış kazandırmak” asıl ise, ülkemizin, insanımızın sonsuza kadar güvenliğini sağlamak da o derecede hatta daha da önemlidir. Biliyoruz ki; vatanımız olmazsa bırakın eğitimi, sağlığı, güvenliğimiz olmadığı için var olmamız da olası değildir…

            Bakalım çevremize ve dünyaya,

            Eşkıyanın SİLAHI var,

            Teröristler SİLAHLI,

            Peki ULUSAL DEVLETLER nasıl sağlayacak güvenliklerini? Elbette SİLAHLA…Her ne kadar kulağa ürkütücü geliyorsa da günümüz gerçekliği bunu gerektirmektedir… Ulusal Devletler, bağımsızlıklarını silahla koruyabilirler. Bu silahlı güç de ordularıdır!

            Öz olarak Mustafa Kemal’in SUBAYLARIDIR!

            Geçtiğimiz günlerde, 10 Kasım günü yakasına Atatürk rozeti takmayan bir subayı eleştirdikleri için görevlerinden ihraç edilen subaylarımız oldu.

            Haberi dinlediğimde, yanlış anladığımı düşündüm bir an. Yakasına Atatürk rozeti takmayan değil de itiraz edenlerin ihraç edildiğini, haberi birkaç kez değerlendirdikten sonra anladım…

Bir zamanlar “Ulusal devletlerin sonu gelmiştir,” diyen bir Genelkurmay Başkanımız (!) vardı. Şimdi de Atatürk’e sahiplenen subaylarımızı ihraç eden bir kafa yapısı var…

Ne yapıyoruz?

ABD’nin ateş çemberindeyken, İsrail’in soykırımı mahkemelerce tescillenirken, Rusya Devlet Başkanı’nın ülkemize yapacağı ziyaret ertelenirken, Ukrayna’da SİHA üretimi için fabrika kurulurken başta Suriye olmak üzere bölge ülkeleriyle henüz kalıcı, çözücü, en başta ülkemiz yararına adımlar atılmamışken şimdi sıra ordumuza-subayımıza mı geldi?

Merak ediyorum ya da öğrenmek istiyorum…

            **

            Bugün 12/Şubat/2024 pazartesi. Sabah saat 10.30’da Mersin yerel televizyonu İçel televizyonunda “Gün ışığı” programının yapımcısı ve sunucusu Tuğba Yürük’ün konuğu olacağız. Cumhuriyet Kadınları Derneği Mersin / Mezitli şube Başkanı Suzan Falcıoğlu ile…

Konu mu?

ÇEDES ve henüz yeni doğan Abla-Abi projeleri (!)

Birlikte olmak isteriz…