“Washington’ da hâkimler var olmaya devam edecek mi?”
Trump gittikçe altından kalkılmaz hale gelen dış ticaret ve bütçe açıklarıyla başa çıkmak için öncelikle gümrük tarifelerini yükselteceğim diye iyi kötü işleyen dünya ticaretinin en önemli dinamiği olan gümrük tarifleri üzerinden var olan sistemi kaosa sürüklemekle koyuldu işe…
Ardından da dış kaynak bulma umuduyla tarihin en büyük anlaşmalarına boyunlarını uzatan ABD’ ye ‘elleri mahkûm’ körfez ülkelerini ziyarete çıktı…
4 trilyon dolara varan büyük kısmı geleceğe yönelik vaatlerle dolu anlaşmalar imzalanırken, başta Almanya, Fransa yanında ABD’ ye göbekten bağlı stratejik ortak İngiltere’ yi de içine alan tüm NATO ülkelerine ‘bundan böyle jandarmalığınızı yapmayacağız, başınızın çaresine bakın’ anlamına gelen ‘pamuk eller cebe’ içerikli mesaj vermekten de geri kalmadı…
Ortadoğu’ da bir yandan Suudi Arabistan öncülüğünde tüm körfez ülkelerini hizaya çekerken, tıpkı NATO ülkelerine verdiği ev ödevinin benzerini Irak ve Suriye eksenli tüm bölgeye deklare etti:
Trump’ a göre bundan böyle ABD'nin askeri müdahaleleri ve "başka coğrafyalarda ulus inşası" dönemi kapanmıştı ve herkes konumunu bu stratejiye göre belirlemeliydi…
Trump, Biden döneminde yüz milyarlarca dolar aktarılan Ukrayna’ nın da Rusya karşısında artık ABD desteğinden yoksun biçimde ‘onursuz bir barışa’ razı olmasını, Beyaz Saray’ da ‘ağırladığı!’ Zelensky’ e mahalle kavgasında ağıza alınmayacak hakaret dolu cümlelerle anlatıyordu…
Tek istisnası vardı Trump’ ın…
Durdurmak bir yana uyarma gereği bile duymadan İsrail’ e her türlü desteği veriyor, Netanyahu’ ya ‘elini korkak alıştırma’ tavrıyla on binlerce Filistinli çocuğun katledilmesinin suç ortaklığını gönül rahatlığıyla üstleniyordu…
‘Başka coğrafyalarda Ulus inşa dönemini’ kapattığını her fırsatta ifade eden Trump’ ın iş İran’ a gelince molla rejiminin içeriden yıkılması için her türlü girişime yeşil ışık yakacağından hiç kimsenin şüphesi yoktu…
Dışarıyı böyle tahkim ederken içeriyi boşlaması da beklenemezdi…
İlk andan beri düşmanlığa varan göçmen karşıtlığını dile getiren ve pek çok ülkeden ABD’ ye gelmiş, yasal ikamet izni olanlar da dâhil ne kadar yabancı varsa geri göndermeyi kafasına koyan Trump’ ın karşısına, ABD kurucu yapısının en güçlü ayağını oluşturan kuvvetler ayrılığı ve o kuvvetlerin temel taşı bağımsız yargı engel olarak çıktı…
Yargıyı dolaylı yollardan ekarte etmeye çalışan Trump’ ın bir başka baş ağrısı, Çin ile girdiği ticaret savaşlarına da karşı çıkan, bu dönem uygulanmaya çalışılan ekonomi politikalarına ve göçmenlere karşı sürdürülen düşmanca tavra karşı çıkan Demokratların kalesi Kaliforniya eyaletinin seçilmiş Valisi, Başsavcısı ve Los Angeles gibi metropollerin Belediye başkanlarının kendisine karşı tutundukları tavırdı…
Trump’ ın kolladığı fırsat 30 Mayıs Cuma günü ‘yasa dışı göçmen avı’ na çıkan ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) biriminin, belgeleri eksik olan göçmenlere yönelik operasyonlarına tepki olarak başlayan gösteriler sonucu ortaya çıktı…
Hafta sonu onbinlerce göstericinin Los Angeles kent merkezini işgal etmesi ve sonucu yer yer şiddete varan eylemleri Trump daha ilk andan itibaren silahlı güçle bastırma planını anında devreye soktu. Trump’ a göre Los Angeles "şiddet yanlısı isyancı çetelerin" kontrolüne geçmişti ve bu kabul edilebilir bir şey değildi…
Hafta sonu tatile çıkarken, "Onların yeni taktiği tükürmek. Eğer tükürürlerse, biz de vururuz" derken o ‘vuracak güç’ olan Ulusal Muhafızlara Kaliforniya’da sokakları işgal eden çeteleri temizleme talimatı verdi.
2 bin kadar asker tam muharebe teçhizatı ve otomatik silahlarla Los Angeles’te konuşlanırken ABD Ordusu'nun bölgesel komutanlığı ise 500 deniz piyadesinin sahaya sürülmek üzere hazır bekletildiğini açıklamakla kalmadı, yeni 2 bin Ulusal Muhafızı daha bölgeye gönderme emrini verdi..
Bununla da yetinmedi Trump; sadece Los Angeles’ te değil başka şehirlerde de orduyu devreye sokabileceğini, hatta olağanüstü durumlarda yürürlüğe konabilen "isyan yasasını" bile raftan indirilip uygulamaya geçirilebileceğini telaffuz etti…
Trump tüm bu adımları Federal bir ülke olan ABD’ de Kaliforniya Valisini devre dışı bırakarak resen aldı…
Oysa ABD sistemine göre; Ulusal Muhafız birlikleri eyaletlerin yetki alanında bulunuyor ve yangın, sel veya doğal afet gibi durumlarda Valilerce göreve çağrılıyor. ABD başkanının doğrudan görev emri vermesi ve komuta yetkisi sadece savaş ya da ulusal acil durum hallerinde mümkün….
Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, Trump'ın müdahalesini "eyalet egemenliğine ağır bir saldırı" olarak nitelendirirken ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'e yaptığı çağrıda "Bu yasa dışı, ahlâki olmayan ve anayasaya aykırı bir adım" ifadelerini kullandı ve ekledi:
"Trump yönetiminden, Los Angeles'a hukuka aykırı şekilde konuşlandırılan birlikleri geri çekmesini ve komutayı yeniden bana devretmesini resmen talep ediyorum. Trump devreye girene kadar herhangi bir sorun yoktu. Bu, eyalet egemenliğine yönelik gerilimi arttıran ciddi bir ihlaldir. Emri geri çekin. Kaliforniya’ da kontrolü Kaliforniya'ya geri verin."
Trump’ ın özellikle Çin’ e uyguladığı gümrük vergilerinin dış ticarette Kaliforniya ekonomisine ciddi zarar verdiğini ve gerekirse eyalet olarak Çin ile özel anlaşmaların yolunu arayacaklarını ifade ederek büyük bir kırılmanın yaşanabileceğini aylar önce açıklayan Kaliforniya Valisi Newsom ile büyük kavgaya hazırlanması aynı zamanda ABD içindeki büyük iç bölünmeyi giderek daha belirgin hale geliyor.
Ve Amerika'nın küresel bir hegemon olarak statüsü göz önüne alındığında, sınırları içinde olanların dünyanın geri kalanı için derin etkileri var.
Var çünkü askeri müdahaleleri ve "ulus inşası" döneminin sona erdiğini ilan eden Trump şimdi ABD’ de tüm gücü ele geçirip, hukukun üstünlüğüne dayalı federal yapının temel kolonlarını kesmeye, eyaletlerin yetkilerini iğdiş etmeye yönelmiş durumda..
Başta NATO ülkeleri ve Ortadoğu’ da her Ulus kendi göbeğini kendi kessin anlayışıyla yeni bir Dünya inşası söz konusu ancak kendi içinde bir Yeni Amerika’ nın nasıl şekilleneceği bilinmezlerle dolu hayati bir soru olarak karşımızda duruyor…
Gümrük tarifelerini arttırma kararnamesini hukuka aykırı bularak geri çeviren ABD yargı sistemi, önümüzdeki gün veya saatlerde Kaliforniya’ ya ancak savaş halinde sahaya sürülecek askeri gücün protestocular üzerine gönderilmesine karşı dur derse, Trump bu karara uyacak mı?
Yoksa bildiğini mi okuyacak?
Türkiye’ de son dönem aşina olduğumuz gidişat sonucu yanıtını bildiğimiz soruya muhatap olma sırası akla ziyan bir olasılık gibi dursa da ABD’ ye mi gelecek?
Yaşadığımız son döneme ‘belirsizlik çağı’ adını verenlerin haklı çıkaracak yeni bir durumla karşı karşıyayız…