Erdal Atabek’i yine ve yeniden anımsayacağız; “Hayat, insana her şeyi öğretir. Ama AKIL hayat öğretmeden öğrenmek içindir.” Devamında da “Hayat zamlı öğretir,” der.
Çocukken birbirimize “Allah akıl dağıtırken sen neredeydin?” diye şakalaşırdık.
Çıkmazlarda dolaşırken de “Allah, akıl-Fikir vermiş, kullansana,” da deriz değil mi?
İnsanları diğer canlılardan ayıran özellik değil midir, düşünebilmek?
Neden bu girişe gerek gördük peki?
Bir ekleme daha yaparak başlayalım; HAKARET acizliğin, çaresizliğin, bilgisizliğin göstergesidir.
Sovyetlerin yıkılmasından sonra orta ve Doğu Avrupa’da başlayan süreç içinde Orta Asya’ya yayılan ve çiçek ya da renk adlarıyla yapılan birtakım eylemler oldu, devlet yönetiminin değişimi ile sonuçlanan. (Gül, karanfil ya da turuncu devrimler diye adlandırılan.) Bunlar genellikle NGO denilen “Sivil Toplum Örgütleri öncülüğünde ve doğal olarak da ABD denetiminde yapıldı. Devletler bölündü, halklar kamplaştırıldı…
Bitti mi?
ABD emperyalizmi sürdükçe BİTMEZ!
Ülkemize on bin kilometre öteden gelerek sözüm ona “Demokrasi, insan hakları, hukuk,” söylemleri ile ve işbirlikçileri olan örgütlenmeler birlikteliğiyle karışıklıklar yaratmaya taaa Lozan sonrasından başlamak üzere devam etmektedir.
Milletler, halklar kendilerini yönetemiyorlar ya, demokrasi, insan hakları nedir bilmiyorlar ya, öğretecek olan ABD olmalı öyleyse…
İsrail; yasa, anlaşma, dur-durak bilmediği (!) için, ABD’yi arkasına aldığı için, karşısında direnen sağlıklı bir GÜÇ görmediği için, Gazze’yi TURİSTİK BİR CENNET (!) yapma planlarını sürdürüyor.
İran’a saldırılarından sonra şimdi de sıranın TÜRKİYE’de olduğunu duyuruyor.
Bütün bu olanlar yetmiyormuş gibi ve yine de iyi niyetle olmak üzere söyleyelim ki bir de iç kargaşalarla adeta sarılıyoruz.
“Kendimizi terkedilmiş hissediyoruz,” diye başlayan Türkiye’ye müdahale çağrıları durmuyor. Ülkesini şikâyet etmek neyin nesi olabilir? “Manda ve himaye kabul edilemez,” demişti Mustafa Kemal Atatürk oysa. Israrla “Atatürk’ün partisi” diye övünme payları çıkaranlar, bu tümceyi unuttular mı?
Hakaret acizliktir. Bilgi önemlidir. Belge kanıttır. Mücadele onurdur.
Bağırmak-çağırmak, toplumdan uzaklaşmaktır!
Akıl kullanılmalıdır.
Emperyalizm gerçeği, yaptırımları, maşaları, uşakları görülmeden, anlaşılmadan, ülke ve millet aşkı da olmaz yararı da…
Binlerce yıllık devlet ve imparatorluklar geçmişi olan bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti renkli ya da çiçek adlı sözüm ona devrimler istemez! Çünkü bizim yedi düvele karşı ve her türlü zorluklara rağmen kazandığımız bağımsızlık savaşımız ve İSTİKLALİMİZ vardır!
Yine kurucu önderimizin dediği gibi bitirelim sözümüzü; Hayatta en gerçekçi yol gösterici AKIL ve BİLİMDİR!