Tamı tamına seksen beş yıl önceydi. Cumhuriyet, filizlerini arttırmaya çalışıyordu. %80’i köylü olan milletin köyden başlayarak kalkınması da bir NEDEN olabilirdi. Köylü kızların ve erkeklerin YAPARAK-YAŞAYARAK geçecekleri eğitim ve öğretim programları yaşama geçirildi. KÖY ENSTİTÜLERİ açıldı. Ulusal Ant sınırları içinde ve tüm ülkeyi kapsayacak biçimde yer tespitleriyle açıldı.

Kızlar ve erkekler birlikte çalıştılar. Okudular. Öğrendiler. Okullarını kendileri yaptılar. Bavullarını kendileri yaptılar. Bahçeler oluşturdular. Ektiler biçtiler. Yediler. Mutlaka bir müzik aleti çaldılar. Dünya klasiklerini okudular. Hayvan beslediler. Ekin ürettiler. Ürettiklerinden yararlandılar.

Eee tabi bu güzellikler, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kabul etmeyenler için korkunç bir durumdu. Ezemeyeceklerdi, bağımlı kılamayacaklar, gelişmelerinin önünü alamayacaklardı.

Emperyalist güçler, işbirlikçileri olan gerici güçlerle birleştiler, eğitimci, yazar, şair, sanatçı yetiştiren bu ÜRETEN kurumları olmaz iftiralarla kapattırdılar.

1971 yılı Erzurum Nenehatun KIZ İLKÖĞRETMEN OKULU mezunuyum. ERKEK İLKÖĞRETMEN OKULLARI da vardı. Kız Meslek Ortaokulları ve günümüze kadar gelen Teknik liseler de. Yatılı Kız Meslek Liseleri ise sadece KÖY KIZLARINI alıyordu (Ağrı örneği-1967)

Günün koşulları ne gerektiriyorsa yapılması gereken de elbette odur. Ancak;

Yirmi birinci yüzyıldayız. Teknoloji ve tıp, insanı yüz elli yaşına kadar yaşatabilecek bulgularla sürüyor.

“Toplum iki cinsten oluşur; Kadın ve erkek” (MKA) Hal böyle olunca, cinslerden biri olmadan diğeri yükselemeyeceğine göre AHLÂK ya da eğitim ve öğretim, davranış belirleyen ögeler de zorlanmakta elbette…

Evde, okulda, işyerlerinde, fabrikada, tarlada ve hatta uzayda kadın ve erkek birlikteliğinin önüne geçmeye çalışan KAFA nasıl bir kafa olur sizce?

Milli Eğitim Bakanı açıklama yaptı; “Velilerin isteği üzerine KIZ ORTAOKULLARI açtık!”

1)Talep eden veliler hangi amaçla bu talepte bulundular? (Anayasamızın 10. Maddesi “Eşitlik ilkesi” bilinmiyor mu? Bilmemek hukukta suç işlemeyi getirmez değil mi?)

2) Bakanlık bu taleplere çağın gereklerine uygun, Atatürk’ün işaret ettiği gibi, bilimsel yanıtlar vermedi mi?

3) Cinsiyet ayırımcılığının toplumda yarattığı olumsuzluklar görmezden mi gelindi? (Milli Eğitim Temel Kanunu Madde 15 “Karma eğitim” unutuldu mu?)

4) “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür,” nesiller istemiyor muyuz?

5) Etnik ayırımcılık, dinî ayırımcılık yetmedi, ekleme mi yapıyoruz?

6) Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2012’de çıkarılan Temel Eğitim 4+4+4 zorunluluk değil mi?)

7) “İnsan” iki cins ise ve “Toplum iki cinsten meydana geliyorsa” sıkıntı bunun neresinde?

Aklımızı başımıza devşirelim. İki cins olarak çalışmaya, üretmeye, kendimize yetmeye, dünya milletlerine örnek olmaya devam edelim!

“İrtica” toplum için, millet için, gelecek için, nesiller için her zaman ve her durumda gericileşmek demektir! Türk Milleti olarak bunu kabul etmiyoruz!