Bu gibi durumlarda hep ilkokul Yurttaşlık Bilgisi öğretmenimizin sözü gelir aklıma. Derdi ki; “Büyük ülkeler on-yirmi-otuz yıllık planlar yaparlar…” Sözü edilen o büyük ülkeler tanımının bugün emperyalist ülkeler olduğunu anlıyorum…
Peki biz ne diyoruz şimdilerde? “Emperyalistler yüz yıllık planlar yaparlar, yapıyorlar…”
İki “Dünya savaşı” yaşadı insanlık, ülkeler arası ikili ya da üçlü savaşların dışında ya da teröre karşı savaşlarda…
Uzun yıllar öncesinden sözü edilirdi hep; “Üçüncü dünya savaşı çıkacak” diye… çıktı ya da çıkmak üzere mi desek acaba?
Yine bu konuda on yıllar önceki bir üniversite sınav sorusuydu; Dönemin savaşlarının ülkeler arasında haber verilerek çıktığı ya da çıkarılabildiği…
İsrail, “Devlet” olarak 1948 yılında oluştu. Bugün gerçek anlamda bir soykırım yapmaktadır. Açıkça da ifade ettiği gibi Filistinlileri öldürerek, kovarak, sürerek ve ABD ile hem “turistik” beldeler hazırlayacak ve hem de ABD’nin BOP gereği “İkinci İsrail” olan sözüm ona “Özgür Kürdistan’ı” kuracak!
Hep ne düşünürüm biliyor musunuz? Almanya’da yakılan, öldürülen, sürülen bu Yahudi milleti nasıl oluyor da bunları Filistin halkı için yapabiliyor.
Nükleer silahlar, ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere ve İsrail’de var! Bu ülkelerde olması NORMAL! Peki İran’da? Olmaz! İran nükleer silah yapamaz! Yaparsa ne olur? Bugün olduğu gibi ABD destekli İsrail tarafından vurulur… Peki sadece bu mu? Yok…
ABD’nin henüz İsrail Devleti bile yokken planladığı Ortadoğu hayalleri var. İsrail ile bu hayaller yüzeye çıktı ve çok sevdiği (!) Kürtler için önce dört parçalı (Irak, Suriye, İran ve Türkiye) daha sonra da “İkinci İsrail tanımlı devletçik yaratmak!
Plan yürüyor. Yürütülüyor. 2003 yılında Irak’a saldırdı ABD ve Irak üçe bölündü. Irak’ta KIBY (Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi) oluşturuldu.
Suriye, yine ABD destekleriyle Esad yönetimini devirdi ve BM tarafından “Terörist” kabul edilen Şara yönetimine verildi. Şimdilerde Suriye’nin beş parçaya bölünmesi hedefte…
Önceki gün ABD destekli İsrail İran’a saldırdı ve üst düzey yetkililer ve bilim insanlarını öldürdü.
Dördüncü parça kim? Türkiye!
Yok canım, şaka falan değil. Gerçeğin tam da kendisi…
Önce planlar, sonra da adımlar…
“Türkiye’ye gücü yetmez,” mi dediniz? Diyelim ki yetmez, sıranın kendimize gelmesini mi bekleyelim, yoksa komşumuz İran’a sahip mi çıkalım? Yok, yok korkmayın, İran’dan bize otuz iki yıl öncesinden (Uğur Mumcu öldürüldüğünde İran işaret edilmişti…) söylendiği gibi “Şeriat” gelmez! Gelemez!
İsrail bir avuç toprak. İsrail dokuz milyonluk bir azınlık(!) İsrail, batı Akdeniz’de ve İran’a
2300 kilometre uzaklıkta, İsrail’in gücü binlerce yıllık İran gibi bir devletle karşılaştırılamayacak kadar cılız… Peki nasıl oluyor da saldırıyor, tehdit ediyor, Filistinlileri yerlerinden, yurtlarından etmeye çalışıyor?
ABD’yi göz ardı edersek gerçekleri göremeyiz (Bir) İngiltere ve Fransa kabadayılarını da eklemeden geçmeyelim. (İki) Lozan antlaşmasını imzalamayan ABD’nin yüzyıllık planlarını atlamayalım (Bu da üç)
Sadece kınayarak, “Katil İsrail” tanımlamaları yaparak, İran’a sımsıkı sarılmaya uzak durarak savaşın çok da uzak olmayan bir zamanda bize gelmesini engelleyemeyiz!
Dik duruşumuzu göstermek istiyorsak ilk yapacağımız, Kürecik üssünü kapatmak ve böylece İran’dan İsrail’e yapılacak karşılıklarda, İsrail’e haber verilmesinin önüne geçmiş olacağız.
Adana İncirlik Üssü hemen Türk Silahlı Kuvvetlerinin emrine verilmeli ve ülkemizdeki ABD egemenliği bitirilmelidir.
Gerisi mi? Laf-ı güzaf!
Yaprak olup savrulmayacağız! Rüzgâr olup yön vereceğiz!
Başka?
Başkası yok! Ya İstiklâl ya ölüm!