“Kürt kökenliyiz,” derdim hep …

Sonra uyarıldık, fark ettim ve “Zaza kökenliyiz,” gerçeğini seslendirmeye başladım…

Annemle babam, bizim, (Çocukları olarak) duymamızı istemedikleri şeyleri Zaza’ca konuşurlardı…

Babamın Devlet memuru olması nedeniyle birçok yerleşim biriminde bulunduk. Doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerinde bulunduk çoğunlukla. Bazı ev buluşmalarında annemler Zazaca ya da Kürtçe konuşmalarda zorluk çekerlerdi… Bir gün seslendirdi annem, “Bizim (Urfa Siverek kökenlidir annemle babam) Zazacamızla, Elazığ Zazacası aynı değil…Ya da Erzincan Kürtçesiyle bizim Kürtçemiz…”

PKK 1984’ten beridir dağlarda…

Kendi deyimleriyle “Önderleri” de şimdi İmralı’da tutuklu…

Yakalanan, teslim olanlar da onlarca yüzlerce ve son haliyle binlerce toplamda on binlercesi…

Örgüt temsilcilerinin televizyon kanallarına verdikleri demeçlere bakalım ya da talimatlarına; Hepsi Türkçe…

Ortak olan yan ne biliyor musunuz hepsinde?

TÜRKÇE konuşmak!

Abdullah Öcalan’ın yakalanıp ülkeye getirildiği ve konuştuğu o anları anımsayalım… Türkçe konuşuyor ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni savunuyordu…

“Kürtçe dilinin egemen olması için en az elli yıl gerekli,” diyen de Öcalan’dı anımsarsak eğer…

 Öyleyse şimdilik Türkiye Cumhuriyet Devletini savunma bölümünü bir kenara bırakalım ve ANLAŞMA diline odaklanalım;

Seksen beş milyon nüfusumuz Türkçe ile anlaşabiliyor, yazıyor, konuşuyor…

Dağları mesken tutanlar da Türkçe konuşuyor, anlaşıyor…

Şive, lehçe, vb. incelikleriyle bile asıl olan Türkçe’nin ANLAŞMA dili olduğu gün gibi açıktır…

Nasıl ki, millet olabilmek için Ortak Vatan gerekliyse anlaşmak için de ortak dil gereklidir, demek ki…

Bugünlerde Suriye’de sözüm ona PYD-YPG seçim yapacak ve bölgesel yönetim oluşturacakmış…Irak’ta olduğu gibi… (Gerçek şu ki; Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi bile bu seçimi istemiyor…) Böylece İkinci İsrail’in temellerini atmış olacaklar kendilerince… Gelin görün ki bu hamleye en başta Suriye’deki Kürtler karşı çıkıyorlar! Araplar karşı çıkıyorlar!

Suriye, Türkiye, İran, Rusya ise bölgelerinde, ülkelerinin parçalanması adımlarına ve özellikle de ABD’nin “İkinci İsrail,” yapılandırılmasına haklı olarak karşı çıkmaktadırlar.

DİL ortak değil,

VATAN yok,

Haklı zemin hiç yok, (Ülkemizde Türkler ve Kürtler et ve tırnak olmuşlardır asırlardır…)

Bölge ülkelerinin rızası yok,

ABD himayesinde, ABD çıkarlarını savunmak amaçlı, dünyanın jandarması rolünü yeniden ve yine almak isteyen eşkıyaya ve maşalarına geçit yok,

Eeee?

Kim, nerede, neyin, nasıl, nesini yapılandırmaya çalışmaktadır?

İzin yok!…